Tuesday, February 27, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 26 Subat 2007

Uskudar Dogancilardan basliyorum yurumeye. Uskudar carsi icinde dolasip bir dolmusa atliyorum ve Kadikoy'e geciyorum. Kadikoy carsidaki esnaf artik bana asina. Balikcilar "Bravo abla" diyorlar. Cogu Karadeniz'li, Cernobil'i, kanseri iyi biliyorlar. Pekcogunun bu konuda kanayan yarasi var belki de... Rotam carsidan altiyola uzaniyor. Oradan Fenerbahce'ye yuruyorum. Bagdat Caddesine cikip Feneryolu'na devam ediyorum. Amacim Gazate Kadikoy'e ugramak ve merhaba demek. Yazi islerim muduru Salman Bey ve Lale Hanim'a "Ben hala yuruyorum" diyorum, gulerek beni misafir ediyorlar. Hava cok soguk. Sicak bir cay hem isitiyor hem yorgunlugumu aliyor. BACEP Antalya toplantisindan ve Antalya'daki orman kiyimindan bahsediyorum. Salman Bey gazete icin bir yazi istiyor. Sohbetimize kulak misafiri olan Yalcin Akcay ile tanisiyorum. Yalcin bey emekli tiyatrocu su an TV dizilerinde oynuyor (Beyaz Gelincik). "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum" ilgisini cekiyor ve destekliyor. Karadeniz Fikir Klubunun baslattigi "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" imza kampanyasindan bahsediyorum. Yalcin Bey bana parlak fikirler veriyor. Ardindan gazetenin sevimli binasinin disinda Lale Hanim ve Yalcin Bey ile destek fotografi cekiniyoruz.

Bagdat Caddesinden Ozgurluk Parki uzerinden Minibus Caddesine cikiyorum. Marmara Universitesi civarinda yuruyorum. Yolum uzerindeki dis laboratuvarinda sira beklerken, elimdeki "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" mesajini goren bir bayanin merakli bakislarini yakalayinca eylemimden bahsediyorum. Ayse hanim cocuklu bir ev hanimi. "Daha dun aksam evde bu konuda konustuk. Oglum 'ya elektriksiz kalirsak' dedi. Ben de 'O zaman tasarruf ederiz' dedim" diye anlatiyor. Evet ilk adim tasarruf. Enerji bir kaynak. Hicbir kaynak sonsuz degil. "Istanbul'da su isitmak icin neden hic gunes enerjisi paneli kullanilmiyor? " diyorum. Ayse hanim evler birbirine yakin oldugu icin bunun mumkun olmayacagini dusunuyor. "Catilara yerlestirilen paneller suyu kaynatmasa iliklastirsa enerjiye ne kadar az para oderiz?" diye sorunca kaslarini kaldiriyor. Elektrigi devlet bize satiyor. Talebin azalmasi isine gelir mi?

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek....

Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 24 Subat 2007 - Bursa'da

DOGADER Doga ve Cevre Koruma Dernegi Bursa'da yerlesik bir sivil toplum kurulusu. Cevre koruma, organik tarim gibi konularda aktifler ayrica fotografcilik, dagcilik, yuruyus etkinlikleri yapiyorlar. Bugun DOGADER'in davetlisi olarak Timur Danis'le Bursa'dayim. "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusumu", neden, nasil baslayip ne kadar surecegini anlatacagim. Yururken tanistigim insanlarla ilgili ilginc olaylari, tartisilan konulari, yapilan sohbetleri paylasacagim, nukleer yasa gundemi nasil gelisiyor aktaracagim. Timur Danis 20 yillik "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusunu" anlatiyor. Kat edilen uzun mesafeler, destek olan onlarca, yuzlerce insan, Akkuyu, Sinop maceralari, koylulerin eylemleri... Ardindan 2006 yilinda imza kampanyasi, insan zinciri ve Sinop miting'inde cektigim fotograflardan derledigim "Turkiye'de Nukleer Santral Istemiyoruz! " baslikli saydam gosterisini izliyoruz ve ben deneyimlerimi paylasiyorum. Kalabalik bir grup ve ilgiyle dinliyorlar. Sorulara geciyoruz. Izleyicilerden bir bey, ruzgar, gunes gibi alternatif enerji kaynaklarinin surekli enerji saglayip saglayamadigini soruyor. Enerjiyi tek bir kaynaktan elde edersiniz sureklilik sorunu yasarsiniz ama enerji kaynaklarinizi cesitlendirirseniz bu riskiniz olmaz. Enerji dagitim sistemlerindeki kacaklardan bahsediyoruz. Dinleyenlerden bir baska bey, "Sadece kacaklarin engellenmesiyle kayip edilmeyecek enerjinin 3 nukleer santralden saglanacak enerjiye esit oldugunu okudugunu" soyluyor. Dinleyenlerle bir hatira fotografi cekiniyoruz. Cocuklar "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" kartonunu tasimak istiyorlar. Buyuk bir mutlulukla.. .

DOGADER "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" kampanyasina destek verecegini soyledi.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...

Selamlar,
Aysen Eren

http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/

Thursday, February 22, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 22 Subat 2007 - Basin Aciklamasi ve Muhtarlardan Destek

Dun 22 Subat'ta Nukleer Yasa'nin Sanayi, Ticaret ve Enerji komisyonunda gorusulecegi bilgisini aldik. Tepkimizi gostermek icin Timur Danis ile yasa komisyonda gorusulurken saat 11:00'de Galatasaray Lisesi onunde basin aciklamasi yapmaya karar verdik. Basin aciklamasini yaparken Baris Gencer Baykan, Banu Dokmecibasi, Deniz Guman bizimle birlikte idi. Basin aciklama metnini asagida bulabilirsiniz. Sonra Galata kulesine dogru "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyus" yaptik.

Galata'da yasayan okul arkadasim Cem Tuzun vasitasiyla, Mueyyiyzade Mahalle Muhtari Mehmet Er, Hacimimi Mahalle Muhtari Omer Faruk Akyuz, Sahkulu Mahalle Muhtari Seyim Cavus ile tanistim. Kendilerine nukleer santraller, nukleer yasa ve yapmakta oldugum eylem hakkinda bilgi verdim. Su isitma icin 15 milyonluk Istanbul'da neden gunes enerjisi kullanilmiyor diye sordugumda Mehmet Bey, "Haklisiniz. Dogu'da soguk memleketlerde bile su isitmak icin gunes enerjisi kullaniliyor. En kapali havalarda bile ilik da olsa su isiniyormus. " dedi. Omer Faruk Bey "Bulutlu havalarda bile suyu isitiyormus" diyerek konusmaya katildi. 15 milyonluk bir sehirde sadece su isitmak icin ne kadar elektrik, dogalgaz, tup, komur, odun harcaniyor? Bir sefer para verip alinacak gunes panelleri ile bedava su isitmak varken! 15 milyonluk bir sehir sadece su isitmak icin gunes enerjisini kullansa,

-- halk, elektrik, dogalgaz, tup, komur ve oduna ne kadar daha az para harcar?
-- elektrik, dogalgaz, tup, komur, odun satanlarin zarari ne kadar olur?
-- havaya ne kadar CO2 gazi daha az salinir?

Muhtarlara Karadeniz'deki yuksek kanser oranindan, yogun olarak gorulen kan kanseri ve tiroid kanser vakalarindan bahsettim ve Karadeniz Fikir Klubu tarafindan baslatilan "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" imza kampanyasi icin destek istedim. Ucu de halkin yararina olan bu kampanyaya destek vereceklerini, hem muhtarlik hizmetleri icin gelen mahalle sakinlerinden imza alacaklarini hem de mahallelerindeki okul vs gib yerlere ulasip oralardan da imza toplamaya calisacaklarini soylediler :)

Ardindan hep birlikte "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" destek fotografi cekindik.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...

Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/

22 subat 2007
BASIN DUYURUSU
Bugün saat 10:00’da Nükleer Yasa Enerji Komisyonunda görüSülmeye baSlandİ. Komisyon üyelerine sesleniyorum:
NÜKLEER ENERJI YERINE TEMIZ VE YENILENEBILIR ENERJI ISTIYORUZ.
ÇÜNKÜ HASTALIK, ÖLÜM DEGIL YASANABILIR BIR DÜNYA ISTIYORUZ.

Türkiye’nin günes enerjisi potansiyeli, 2000 yili birincil enerji tüketiminin 900 katidir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi’nca hazirlanan Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlasi
na göre Türkiye, varolan rüzgar enerjisi potansiyelinin sadece %0.8’ini kullanmaktadir.
Türkiye hidrolik enerji potansiyelinin %35’ini kullanmaktadir.
Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyeli vardir.
Türkiye’nin dalga enerji potansiyeli vardir.

Nükleer enerji çözüm degil sorundur.
Komisyonun çözüm degil sorun olan “Nükleer Yasa” degil, “Yapilarda Günes Enerjisi Kullanimi Yasasi” üzerinde çalismasini istiyoruz.

Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/

Basin Duyurusu

Tarih: 22 Subat 2007, Persembe
Saat: 11:00
Yer: Galatasaray Lisesi Önü

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 21 Subat 2007

Bugun Ziraat Muhendisleri Odasi Istanbul Subesi'nin duzenledigi "Kuresel Isinma ve Tarim" konulu bir sunus var. Boylece "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum"un rotasi Goztepe - Caddebostan - Goztepe olarak belirlenmis oluyor. Salon tiklim tiklim dolu. Bunun konunun ilgincligi ve guncelliginden dolayi oldugunu saniyorum. Konuk tarimsal meteroloji konusunda Turkiye'nin nadir uzmanlarindan Prof. Dr. Levent Saylan. Prof. Saylan ITU Meteroloji Bolumunde Ogretim Uyesi. Sunumdan kisa notlar:


Sanayilesme devrimi sonrasinda insan kaynakli nedenlerle CO2 artti.
CO2'yi ormanlar ve tarim alanlari emiyor. Bu nedenle orman ve tarim alanlari kesinlikle kayip edilmemeli.
Biomass olcumu duzenli ve surekli olarak Turkiye'de yapilmiyor. Duzenli kayit yok. Dolayisiyla veri tabani yok. Acil olarak bilgiler toplanip, saklanmaya baslanmali. Kyoto protokolune gore CO2'nin ne kadar stoklandiginin uluslararasi kabul goren bir teknikle olculmesi gerekiyor.
Model calismalarina gore kis yagislarinda batida azalma, sonbahar yagislarinda Karadeniz'de artma olacak, yaz sicakligi ege ve marmara'da artacak.
Cok soguk kislar, cok sicak yazlar yasanacak. Yagislar ya cok az veya cok fazla olacak.
Bitkilerde isi stresi bekleniyor.
3 Bakan'in 3 Subat tarihinde kuresel isinma ile ilgili yaptigi toplanti sonrasinda kuraklik icin koordinasyon merkezi kurulmasina karar verildi. Sorun sadece kuraklik degil. Daha genis kapsamli iklim degisikligi icin bir koordinasyon merkezi kurulmali ve bu calismalara universiteler dahil edilmeli.


Toplanti sonrasinda ZMO Istanbul Sube baskani Ahmet Atalik, Yardimci Baskan Yildirim Derya ve diger ziraat muhendisi arkadaslarla "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" destek fotografi cekindik.

Donus yolunda favori firinim Tarihi Safranbolu Firini'na ugradim. Tezgahtar kizlar beni gulerek karsiladilar. "Abla, internete bizi yazmissin." dediler. Abileri blogu ziyaret etmis, yazilari okumus. Cok memnun olmuslar. "Yurumeye, anlatmaya devam et. Sesin yeterince duyulmazsa yanindayiz" dediler. Aldigim tuzsuz kepekli ekmek baldan tatli oldu. Abileri "Size kolay gelsin" diyerek beni ugurladi.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...

Selamlar,
Aysen Eren

http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 18 Subat 07 - Doyran Karagur Goleti

Doyran ormanlarinda calismaya baslayan tas ocagi mahaline gidiyoruz. Ormanda koca bir delik acilmis. Santiye kurulmaya baslanmis. Agaclar kesilmis. Ayaklarimiz yumusak camura batiyor. Ortada tas yok! Turkiye Tabiatini Koruma Dernegi Antalya Sube Baskani Hediye Gunduz, TEMA Antalya Il Temsilcisi Nurten Baykara, Kir Mahallesi Muhtari Salih Ögke ve bir yasli koylu amca yaptiklari konusmalarla tas ocaklarinin kapatilmasini ve ormandaki agac kesiminin durdurulmasini talep ettiler. Koylu amca, "biz bu agaclara gozumuz gibi bakarken, kiyamazken hukumet kiyiyor" diyerek siyasi iktidari elestirdi. Daha sonra grup, yesilin icinde masmavi bir mucevher gibi parlayan Karagur Goletine indi. Doyran'dan Mehmet bey, elimdeki "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" kartonunu alip tasidi ve yuruyusumu destekledigini soyledi. Hediye Gunduz "Nukleer Yasaya KARSI" ilk yuruyenlerden. Mehmet bey ve Hediye hanim ile bir destek fotografi cekindik. Daha sonra BACEP uyeleri, Antalya DSP'den bir grup ve koyluler ile toplu destek fotografi cekindik ve Karagur goleti kiyisinda hep birlikte cok kisa ama cok anlamli "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyus" yaptik.


Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum devam edecek...

Selamlar,
Aysen Eren

http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 17 Subat 2007 - Doyran'da

Doyran Beldesi Antalya merkeze 15 dakika uzaklikta, Bey daglarinin eteklerinde, muthis manzarali, orman icinde bir yerleske. Doyran halkinin basi "Maden Yasasi" ile dertte. Ben nasil "Nukleer Yasaya" karsi (ferdi) eylem yapiyorsam Doyranlilar da cevreci sivil toplum kuruluslari ve bazi siyasi partilerin destegi ile 2004 yilinda degistirilen "Maden Yasasi" ile mesruluk kazanip ormanlarinin talanina neden olan tas ocaklarina karsi eylem yapiyorlar. BACEP (Bati Akdeniz Cevre Platformu) tarafindan duzenlenen

KÜRESEL ISINMANIN VURMAK ÜZERE OLDUGU 21 YÜZYILDA; DOYRAN’DA TAS OCAKLARI, BELEK’TE GOLF SAHALARI VE TÜRKIYE’DE NÜKLEER YASA KÖTÜRÜMLÜGÜ

baslikli toplantida sorunlu olan "Maden Yasasi", "Petrol Yasasi", "Nukleer Yasa" ve "Tohumculuk Yasasi" konusuldu. Koyluler tas olmayan ormanlarinda 9 tas ocagi isletme lisansi verilmesine ve agac kesimine tepkilerini dile getirdiler. Diger orman koylerinde benzer senaryolarin yasandigi anlatildi. Kursunlu koyunden gelen koyluler ayni sorunu yasadiklarini soylediler ve cevreci kuruluslarin yardimini istediler.

"Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" eylemimi anlattigim sunum ilgi ile dinlendi. Sunum sonunda Kursunlu koyunden gelen Bayram Karagoz "Abla seni destekliyorum" dedi ve benimle fotograf cekinmek istedi. Daha sonra katilimcilardan bir grup ve koyluler ile "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" destek fotografi cekindik.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum devam edecek...

Selamlar,
Aysen Eren

Wednesday, February 14, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 10 Subat 2007



Kuremiz isiniyor. Gelecek icin yazilan senaryolardan korkmaya basladik. Enerji kullaniyoruz, enerji uretmek icin kullandigimiz yontemler yanlis oldugu icin dunyamizi isitiyoruz. Enerji kullanmaya devam edecegiz ama iki konuda dikkatli olmamiz gerekecek. Enerjiyi dusunerek, israf etmeden kullanmak ve enerji uretmek icin temiz ve yenilenebilir kaynaklari devreye almak.

Nukleer enerji taraftarlarinca nukleer enerji dunyamizi kuresel isinmaya karsi koruyacak olan "temiz" enerji olarak tanitilmaya baslayinca Timur Danis ile bu konuda bir basin aciklamasi yapalim dedik. Mekan Galatasaray Lisesi onu. Saat 10:30. 2 haber ajansi geldi. Timur Danis, 3 bakanin haftabasinda kuresel isinma icin toplanip "halkimiz daha dikkatli olsun" mesajini elestirdi. Kuresel isinmayi durdurmak icin "Devlet ve Sanayi" ne yapacak? diye sorguladi. Ben karbondioksit salinimini azaltacagiz derken radyasyon salinimini artirmak cozum degildir dedim. Basin aciklamami asagida gonderiyorum.

Ardindan klasik Cumartesi gunu yuruyus rotamizi takip ederek Sisli Organik Pazari'na yuruduk. Bu hafta niyetim Haci Bey'in pazardaki yerine ugramak, kendisiyle tanismak. Haci Bey Gaziantep'li bir ciftci. Organik tarim yapiyor. Esiyle pazarda ziyaretcilere gozleme ve yoresel ev yemekleri ikram ediyor. Gel misafirim ol dedi bir turlu gidememistim. Haci Bey, esi Inci Hanim ve ogullari ile tanisiyorum, Inci hanimin nefis yemekleri ile agirlaniyorum. Sohbet "nukleer yasa" ile basliyor "organik tarim" ve "tohum" ile devam ediyor. Yemek yiyen Ayse ve Filiz hanimlar da butun bu konularla ilgililer. Encok benim eylemim ilgilerini cekiyor. "Nasil" diye soruyorlar. Kartonumu gosteriyorum. Her ikisi de halkimizin tepki verme ve harekete gecme konusunda yavas oldugunu soyluyor. Burada biraz ozelestiri de var tabii. Haci Bey kartonu alip tezgahin uzerine yerlestiriyor, gulerek "buraya cok yakisti" diyor. Ve tabii bana yeni bir karton hazirlamak dusuyor. Elimde 3 aydir dolastirdigim karton artik yeni sahibinin.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...

Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/

10 Şubat 2007

BASIN DUYURUSU

KÜRESEL ISINMANIN ÇARESİ NÜKLEER SANTRALLER DEĞİLDİR.

Azalan yağışlar, kuruyan su kaynakları, yoğun yağışların neden olduğu seller ve toprak kaymaları, gündüz ile gece arasındaki ısı farkının artması, havaların mevsim normallerinin üstünde seyretmesine dair haberleri okuyor, bir kısmını bizzat yaşıyoruz. 20 yıldır bilim insanları tarafından tartışılan küresel ısınma ve bunun sonucu olan iklim değişikliği geleceğe değil günümüze ait gerçekler oldu. Küresel ısınmanın yaratacağı felaket senaryoları hepimizi ürkütüyor.

Yaşanan ve yaşanacak olan değişimler hepimizin hayatını etkileyecek. Küresel ısınmayı yavaşlatmak ve durdurmak için sera gazlarının atmosfere salınımının azaltılması zorunlu.

Nükleer enerji taraftarlarınca, sera gazı açığa çıkarmadıkları iddia edilen nükleer santraller “küresel ısınmaya karşı en doğru enerji kaynağı” olarak tanıtılmaya başlandı. Küresel ısınmanın engellenmesi için nükleer santrallerin yapılması gerektiği söyleniyor. Türkiye’de nükleer santral kurulması ve dünyada nükleer santral sayısının 10 katına çıkarılması üzerine planlar yapılıyor.

Nükleer santral sayısı 10 katına çıkarsa,

· Nükleer kaza riski,
· Radyasyon salınım hacmi,
· Ürettikleri bertarafı mümkün olmayan ve onbinlerce yıl insanlığı tehdit edecek olan çok tehlikeli nükleer atık hacmi,
· Terörist intihar saldırılarına kolay hedef olma riski,
· Hammadde olan uranyumun işlenip taşınması sırasında yoğun karbondioksit salınım hacmi de

10 katına çıkar. Nükleer santraller çözüm değil sorun üretirler. Bu nedenle, iklim değişikliği sorununun çözümünde yer alamazlar.

Küresel ısınmayı durdurmak için az enerji tüketmeli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretmeliyiz.

Uygulama için önce siyasi irade sonra halkımızın desteği gerekmektedir.

Sera gazı salınımını azaltmak için radyasyon salınımını artırmak kabul edilir bir çözüm değildir. Küresel ısınma kolera ise nükleer santraller vebadır. Her ikisi de öldürür.

Ayşen Eren

http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/

Basın Duyurusu

Tarih: 10 Şubat 2007, Cumartesi
Saat: 10:30
Yer: Galatasaray Lisesi Önü

Wednesday, February 07, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum Cocuk Sarkisi - 07 Subat 2007

Dostlar ve cocuklari ile birlikte. Bugun ceyrek yuzyillik arkadasim (valla bu kadar olmus :)) Cigdem ve oglu Dersu ile "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyoruz". Mekan Siraselviler, Istiklal Caddesi, Tarlabasi, ara sokaklar... Siraselvilerden Istiklal Caddesine cikiyoruz. Cadde her zamanki gibi inanilmaz kalabalik. Bir insan seline takilip suruklenircesine Tunel'e dogru ilerliyoruz. Dersu yorulup acikinca bir dost mekana ugruyoruz. Mihrimah Sultan Cafe. Cafe'nin sahibi Mihrimah hanim GDO'ya Hayir Platform'undan arkadasim. Nukleer yasaya ve Turkiye'ye nukleer santral yapilmasina karsi. Cigdem sagima, Mihrimah soluma geciyor ve Dersu fotografimizi cekiyor.

Elimdeki mesaji gorunce Dersu "Bu nicin uyakli degil diyor?". "Nasil yani?" Uyakli bir mesaj yazmak hic aklima gelmemisti. Ben "Nasil olabilir?" deyince, benden "nukleer yasa, nukleer santrallarin zarari hakkinda bilgi istiyor" ve sonra...

"Nukleer Yasa oldurur,
Hayati sondurur,
Nukleer Yasaya karsi olalim,
Hayatlari kurtaralim

Bu nukleer gazi bu zehirli maddeyi durduralim,
Umutlari artiralim.
Dogal enerjiye ulasalim,
Gunese, buluta, agaca bunlarin hepsi
Sizin yardiminizla. "

Simdiki cocuklar bir harika. Dersu bir harika!

Bununla da kalmiyor, bir beste yapiyor. 5 dakika icinde!!!

Izlemek isteyenler.. ..

http://www.youtube. com/watch? v=zsPFjvm9tW0

Böylece "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" cocuk sarkisi bestelenmis oluyor :)

Istiklal Caddesinden Tarlabasi'na cikiyoruz. Fotograf Merkezinde unlu fotograf sanatcisi Sebastiago Solgado'nun sergisi var. Sergiye ugruyor, unlu fotografcinin Hindistan'da calisan sinifi goruntuledigi etkileyici karelere bakiyoruz.

Tarlabasi'ndan tekrar Siraselvilere gecip yuruyusumuz noktaliyoruz.


Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...

Selamlar,
Ayşen Eren

http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/

Tuesday, February 06, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum- Bugday Dergisinde


Bugday Dergisi'nin Ocak - Subat 2007 sayisinda "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum!" baslikli yazim yayinlandi.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...

Selamlar,
Ayşen Eren


http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/

Aşık Veysel’in söylediği gibi uzun, ince bir yolda yürüyorum. Bazen tek başına bazen destekçi dostlarla birlikte. Elimde “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyorum” yazan basit bir karton taşıyarak. Huzur ve barış içinde İstanbul’un farklı semtlerinde, meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında yürüyorum. Yürüme eylemi varış noktası odaklıdır. Yürümeye başladığınızda nereye gideceğinizi bilirsiniz. Benim yürürken böyle bir hedefim yok. Meclis’te büyük olasılıkla Aralık 2006’da görüşülmeye başlanacak olan Nükleer Yasa’yı protesto etmek için “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyorum”.

Türkiye’ye nükleer santral yapımı için düğmeye basan hükümet “Nükleer Yasa” ile bu çalışmalarına yasal ve hukuksal bir zemin hazırlamaya çalışıyor. Yasa mecliste onaylanıp yürürlüğe girerse Türkiye’de nükleer santrallar devreye girecek. Nükleer santrallerimiz olunca nükleer atıklarımız olacak. Çünkü ömrünü 40-50 yıl olan bir nükleer santral, bu süre boyunca toplam bin ton nükleer atık üretiyor ve sonra kendisi de bir nükleer atık haline geliyor. Bugün nükleer santralı olan her ülkenin nükleer atıklarla başı dertte. Çünkü bu atıklar yok edilemiyor. Zararsız hale gelmeleri için ONBİNLERCE yıl çok korunaklı ortamlarda saklanmaları gerekiyor. Nükleer santralın sağlayacağı enerjiyi biz 40-50 yıl kullanacağız ama bizim çocuklarımız, torunlarımız ve onların çocukları onbinlerce yıl nükleer santralın ürettiği nükleer atıkların yaratacağı radyasyon riskine maruz kalacak, çıkan maliyetleri yüklenecek, şu an öngöremediğimiz ama zamanla çıkacak diğer sorunlarla uğraşmak zorunda kalacaklar. Çocuklarımıza, torunlarımıza ve onların çocuklarına bırakacağımız miras radyoaktivite, hastalık, ölüm saçan nükleer atıklar olacak.

Çocuklardan izin aldiniz mi?

Türkiye’de nükleer yasayı çıkarmak isteyenlere sormak istiyorum:

Gelecek nesillerin de yaşayacağı bu ülkeyi, kullanacağı toprağı, suyu ve havayı radyoaktivite ile kirletmek için onlardan izin aldınız mı?

Radyoaktif atıkları onbinlerce yıl güvenli saklama sorumluluğunu çocuklarımıza, torunlarımıza ve onların çocuklarına bırakıyoruz. Bu sorumluluğu almak istiyorlar mı? Onlara sordunuz mu?

Yürüyüşün Evreleri
Karar

Bu düşüncelerle, 3 Ekim 2006 tarihinde Timur Daniş’in Ankara’da TBMM önünde başlattığı, daha sonra İstanbul’da devam ettirdiği; Antalya’lı Hediye Gündüz’ün Ankara’da başlayıp, Antalya’da devam ettiği; Mehmet Emrah Bilgiç’in Sinop’ta süren; Bahriye Şengün’ün İstanbul’da yaptığı gibi bende kendi “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyüş”ümü başlatmaya karar verdim. Amacım yaşadığım şehirdeki insanların dikkatini nükleer yasa üzerine çekmek, “nükleer yasaya karşı” farkındalık yaratmak.

Ferdi, barışçıl, insanlara ve doğaya karşı olan bu yasaya karşı insanca ve doğal bir eylem yaparak. Yürüyerek…

Basın Açıklaması

“Bir basın açıklaması yapmalısın” dedi Timur Daniş. Nasıl yapılır bilmiyorum. “Yürüyüş nedenini açıklayan kısa bir metin hazırlarsın, yürüyüş başlangıç yer ve saatini bildirirsin, basının e-posta adreslerine gönderirsin” diyerek yol gösterdi. İlk yürüyüşümü Timur’un başlattığı Nükleere Karşı Cumartesi Yürüyüşleri ile çakıştırmaya karar verdim. Hem destek almak hem de destek vermek için. İlan edilen yerde ve saatte çocuklarımız ile basın mensuplarını bekledik. Geldiler. Basın açıklamamı okudum. İlk yürüyüş Beyoğlu Galatasaray Meydanı’ndan başlayıp Şişli’deki Ekolojik Pazar’da sonlanacak. Çocuklarla birlikte yürüyüşümüzü başlattık. Hem benim hem kızım için bu bir ilk. Yürürken vereceğim mesajı ve nasıl vereceğimi bilmiyorum. Basitçe elimizde bir rüzgar gülü ile yürüdük. Beyoğlu protesto gösterilerine öylesine alışkın ki yanımızdan geçen insanların bir kısmı bizi fark ediyor ama çoğunluğu geçip gidiyor. Yürürken sohbet ettiğimiz, çocuklarla ilgilendiğimiz için bize yönelen bakışların pek farkına varmıyoruz, gerginliğimiz azalıyor, rahatlıyoruz. Ekolojik Pazar’da alkışlarla karşılanıyoruz. Beklemediğimiz bu tepki kızımla beni mutlu ediyor.

Hazırlık

Yürümek basit bir eylem gibi görünse de düzenli, sürekli olarak yapıldığında ciddi bir ön hazırlık gerektiriyor. İlk olarak rota belirleyip, yürüyüş saatlerimi kararlaştırıyorum. Niyetim meydan ve sokakların en kalabalık olduğu saatlerde yürümek. Yürürken karşılaşacağım insanların dikkatini “Nukleer Yasa”ya çekecek bir mesaj taşımalıyım. Mesajım eylemimi, yapış nedenimi anlatmalı, kısa ve anlaşılır olmalı. Ayrıca rahat taşınabilmeli. “Nükleer Yasaya KARŞI yürüyorum. Nükleer Yasa Meclis’te” yazan bir karton hazırlıyorum. Uzun süreli yürüyüşlerde uygun ayakkabı ve giysi giymek önemli. Yanınıza yürürken size enerji verecek yiyecekler ve su almanız yararlı olabilir.

İlk yürüyüş

İlk ferdi yürüyüşümü Kadıköy meydanında başlatmaya karar veriyorum. Yürüyüşüm Caddebostan Kültür Merkezi’nde noktalanacak. Kadıköy meydana gelip kalabalığı görünce bir an tereddüt ediyorum. Kartonumu elimde tutarak yürümeye başlıyorum. Kalabalığın içinde birden fark edilmek beni rahatsız ediyor. Gözlüklerimin arkasına saklanıyorum. Fark edenlerin tepkileri çok ilginç. Önce beni kalabalık içinde algılıyorlar. Bir bütün olarak farklı olduğumu anlıyorlar. Sonra gözler elimdeki kartona kayıyor. Ardından bakışları yüzüme çevriliyor. Benim normal ve aklıbaşında olup olmadığımı anlamaya çalışıyorlar. Yüzümdeki ifadeden normal olduğumu anlayıp yeniden kartona bakıp, dikkatle okuyorlar. Gözler elimdeki kartonla yüzüm arasında üç dört defa gidip geliyor. Mesajı kavrayanların yüzlerinde iki ifadeden biri oluyor. Ya “bizde karşıyız ve sizi destekliyoruz” diyen destek veren olumlu bir ifade. Ya da “böyle bir şey mi var?” diyen soru dolu şaşkın bir ifade. Bazılarının gözlerinde takdir bakışları da yakalıyorum. Bakışların altında yürümek ağır ve zor geliyor. Kadıköy’den ilerleyip Fenerbahçe stadının arkasından Bağdat caddesine çıkıyorum. Görünür olmak için trafiğe karşı yürüyorum. Bazı sürücülerin arabalarından elimdeki mesajı okumaya çalıştıklarını görüyorum. Beni durduran, soru soran olmuyor. Sakıncası yok. Mesajımın pek çok insan tarafından okunması ve bazı düşünceleri harekete geçirmesi şimdilik yeterli.

Gelişmeler

Yürüyüşümden haberdar olanlardan önce destek, tebrik iletileri geliyor sonra arkadaşlarım benimle yürümek istediklerini söylüyorlar. Ne mutlu! Hemen programlar yapılıyor. İlk önce Dilek Ekşi ile Kadıköy İskele’de buluşuyoruz. Bu eylem Dilek içinde ilk ve biraz tedirgin. Çantamdan kartonumu çıkarıyorum. Haydarpaşa, Harem güzergahından Üsküdar İskele’ye kadar yürüyoruz. Dilek “inanmak ve kararlı olmak kadar eylemci olmak da gerekiyor” diyor ve bu eylemi yapan herkesi tebrik ediyor. Çünkü sokağa çıkıp görünür olmanın başka tür bir enerji gerektirdiğine inanıyor. Cesaret belki? Bana ilerleyen günlerde de eşlik etmek istediğini söylüyor. İkinci yürüyüşümde üç arkadaşımla beraberim. Fenerbahçe parkında buluşup Kadıköy’e yürüyeceğiz. Hava çok soğuk, park neredeyse ıssız. Yürüyüş için yanlış bir saat seçmişim. Parkta fotoğrafımızı çeken Canan Oğuz nükleer santrallere ailecek karşı olduklarını söylüyor. Yürüyüşümü desteklediğini belirtip bana moral ve güç veriyor. Yanımdaki dostlarım Arsun Önol, Filiz Bozkurt ve Nurgün Gerçin’le beraber “Nükleer santrallerde güvenlik 100% sağlanabilir mi?”yi tartışıyoruz. Vardığımız nokta; insanın olduğu heryerde hata olabileceği ve nükleer santrallerin hatayı kaldıramayacak kadar riskli oldukları. Cem Tüzün bir sonraki gün bana eşlik ediyor. Cem kendi mesajını beraberinde getirmiş. “Nükleer Yasadan haberdar mısınız? Nükleer Santraller konusundaki soru ve düşüncelerinizi benimle paylaşır mısınız?” Planımız Kadıköy İskele’den Moda’ya oradan Bahariye’ye geçip Kadıköy’e geri dönmek. Cem yürüyüşün pasif kaldığını düşünüyor. Daha etkin olmak için yürürken insanlarla dialoga geçmek taraftarı. Ben biraz çekimserim. Sahilde 4 genç kız görüp “Hadi gidip şunlara soralım. Bakalım nükleer santrallerden haberdarlar mı?” diyor. Kısa bir sohbet sonrasında yürüyüş nedenimizi açıklıyoruz ve “Nükleer Yasadan haberdar mısınız? Nükleer santraller konusunda ne düşünüyorsunuz?” diye soruyoruz. Yasadan haberdar değiller. Ama nükleer santrallerin çevreye büyük zarar verdiğini, alternatif temiz enerji kaynakları olduğunu ve bunların değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Konu hakkında bilgi ve üstelik fikir sahibiler. Mutlu oluyoruz. Yürürken taşıdığım kartonla tek yönlü mesaj verirken insanlarla konuşmak ve birebir iletişime geçme fikri cazip geliyor.

Nereye?

Yürüyüş eylemim birinci haftasını doldurdu. Edindiğim izlenim elimde taşıdığım mesaja kadınların erkeklerden, gençlerin diğer yaş grubu insanlardan daha ilgili olduğu, daha çok tepki verdiği.

Yürüyüşümün önceden belirlenmiş bir varış noktası yok. Ben sadece “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyorum”. “Nereye kadar?” diye soranlara cevabım ise “Sonuna kadar.”

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 02 Subat 2007

Arkadasim Tugba ile uzun bir parkur diye konustuk ama benim keyifsizligim ve Tugba'nin hasta olan kedilerini uzun sure yanliz birakamayacak olmasindan dolayi bildik ve kisa bir parkura karar veriyoruz. Besiktas-Ortakoy- Besiktas. Hava soguk oldugundan ve okullar tatil oldugundan yollar sakin. Yine de elimdeki mesaji gorenler bir irkilip sonra mesaji okuyup anlamaya calisiyorlar. Yoldan gecen arabalarin soforleri mesaji farkedip yavasliyorlar ve mesaji okumaya ugrasiyorlar. Bir kaza riski yaratiyor muyum? Belki.

Ortakoy'un simgesi zarif Ortakoy Camii'nden Cuma namazini kilip cikanlar merakla mesaji okuyorlar ve kendi kendilerine tekrarliyorlar. Caminin arkasinda lise ogrencisi Ebru'dan fotografimizi cekmesini rica ediyoruz. Bizi kirmiyor. Fotograf cekmeye merakli 3-4 poz cekiyor. Ebru ne nukleerden, ne nukleer santrallardan, ne de nukleer yasadan habersiz. Su an sadece okulu tatil oldugu ve bir erkek arkadasi oldugu icin mutlu. Elimdeki mesajin anlamini ve neden tasidigimi kisaca anlatmaya calisiyorum ama ne kadarini dinledi pek emin olamiyorum. Yine de O'nun icin farkli olan bu eylem tarzi ile hafizasina "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum. Nukleer Oldurur" mesajini kazidigimi dusunuyorum.

Tugba ile dukkanlari gezerken aksesuar satan bir magazaya giriyoruz. Piril piril gulumsemesi, guzel yuzlu iki tezgahtar bayan bizi karsiliyorlar. Serap nukleer santraller ve nukleer yasadan habersiz ama kisaca anlattiklarimdan etkileniyor. Blogumun adresini veriyorum. Internetten girip bakacagini soyluyor. "Yurumeye devam edin" diyerek bizi yureklendiriyor.

Donus yolunda Tugba'ya okumakta oldugum Svetlana Aleksiyevic' in "Cernobil'den Sesler. Bir Nukleer Felaketin Sozlu Tarihi" baslikli kitabindan beni etkileyen bolumleri anlatiyorum. Yangini sonduren itfaiyecilere radyasyon tehlikesinden hic bahsedilmedigini, bir kisminin olay yerinde bir kisminin daha sonra goturuldukleri hastanelerde bir iki hafta icinde radyasyon nedeniyle "eriyerek" olduklerini, kadinlarin cocuklarinin sakat veya oldu dogdugunu, askerlerin ormandaki kuslari, kurtlari, bocekleri oldurmeye calismalarini, radyasyonlu ineklerin kacirilip ulkenin baska yerinde kesilip radyasyonlu etlerinin insanlara satildigini. ..

Motorla Uskudar'a gecip yuruyusumuz noktaliyoruz.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...

Selamlar,
Ayşen Eren

Monday, February 05, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 01 Subat 2007


Bugun tekbasina yeni bir rotada yuruyecegim. Sirkeci'de basliyorum "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusume". Elimdeki kartonu gorenler once sasiriyor, sonra okumaya calisiyorlar. Yollar kalabalik. Vapur iskelelerinin onunden gecerken basinda haci takkesi parmaklarina gecirdigi suslu zincirleri satan ortayasli bir sokak saticisi ellindeki zincirleri sikirdata sikirdata alkisliyor beni. Galata koprusu uzerinden Karakoy'e oradan Findikzade'ye, Dolmabahce Sarayi'ndan Besiktas'a suruyor yuruyusum. Cok sevdigim bir rota, hava gunesli ve ilik, caddeler kalabalik. Ogle saati oldugu icin isyerleri ve bankalardan ogle yemegine cikan pekcok insanla karsilasiyorum. Beni gorunce cok sasiriyorlar, mesaji gozleriyle okuyorlar bazen yuksek sesle bir kere daha tekrarliyorlar. Karsilastigim birkac turist mesaji anlamasalar da yaptigim seyin bir eylem oldugunu kavrayip sempatiyle gulerek yanimdan geciriyorlar.

Dolmabahce Sarayi'na gelince karsidan gelen bir anne kiz goruyor, yanlarina yaklasip fotografimi cekip cekemeyeceklerini soruyorum. Sevil hanim emekli isletmeci. Kizi 15 yasinda, ayrica evlenme cagina gelmis yetiskin bir oglu var. "Boydan aliyim" diyor karari kendisine birakiyorum, benimle beraber makinanin kordonunu da cekiyor :) Ziyani yok. Ayak ustu yaptigimiz kisa sohbette bana icini dokuyor. Dunyanin kotuye gittigini dusunuyor ve cok umitsiz. "Siz de boyle tek basina birseyler yapiyorsunuz ama etkili degil. Ne olacak halimiz? Yetiskin bir oglum var. Yarin bir torun sahibi olacagim. Inanin cok sevinemiyorum. Cocuk boyle bir dunyaya gozlerini acacagi icin uzuluyorum." Benim gibi bir anne ve hem cocuklari icin hem de daha dogmamis torunu icin endiseleniyor. Karamsar ve umitsiz bir gunune denk geldim saniyorum. "Farki insanlar yaratir "diyorum. "Birsey yapamam derseniz yapamazsiniz. Ne yapabilirim dememiz ve herseyi baskalarindan beklemememiz lazim" diye ekliyorum. El sikisip ayriliyoruz. Aslinda Sevil hanim bir noktada hakli. Yaptigim bu eyleme katilan ve ben ne yapabilirim diyenlere yol gostermem lazim. Bu konuda dusunecegim.

Dolmabahce Sarayi boyunca yururken onumde ilerleyen iki genc arkadas, mesaji okuyorlar ve benimle yurumek istediklerini soyluyorlar. Ne mutlu! Fatih ve Senol hukuk fakultesinde ogrenciler. Senol fikirlerini aciklama konusunda nedense cekingen. Bu eylem hoslarina gidiyor ama nukleer santraller ve verdigi zararlar konusunda bilgileri yok. EMO'nun hazirladigi brosuru verip konuyu farkli boyutlari ile anlatiyorum. Anlattiklarimdan cok etkileniyorlar. Sohbet ederken Besiktas'a gelmisiz bile. Blogumun adresini verip, kendilerine veda ediyorum.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...


Selamlar,
Ayşen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 31 Ocak 2007




Yuruyusumu aksam yapiyorum ve kisa suruyor. Taksim meydandan Beyoglu'ndaki Yesiloda'ya yuruyorum. Bugun amacim davet uzerine Yesiloda'da ferdi olarak yaptigim "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" eylemini anlatmak. Kucuk bir mekanda kucuk bir toplulukla once gecen sene nukleer karsiti eylemlerde ve Sinop mitinge cektigim fotograflardan hazirladigim "Nukleer Santral Istemiyoruz! " baslikli saydam gosterisini izliyoruz. Sonra ben 2.5 aydir suren ve devam edecek olan "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" eyleminin oykusunu anlatiyorum. Neden basladim, nasil basladim, nasil gelisiyor ve nereye gidiyor? Yuruyusum sirasinda hissettiklerim, dusunduklerim, aldigim tepkiler, tanistigim insanlar, yapilan sohbetler... Ender Eren, Gultekin Tetik, Timur Danis, Onur, Filiz, Mustafa ve Figen (isimleri karistirmadim diye umit ediyorum) ile sohbet ediyoruz ve hatira fotografi cekiniyoruz.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek....

Selamlar,
Ayşen Eren

http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/