Tuesday, May 15, 2007

“Nükleer Yasaya KARŞI Nükleerci Meclis'ten Cumhurbaskanligi Kosku'ne Yuruyoruz" 15 Mayis 2007 Ankara

15 Mayıs 2007

“Nükleer Yasaya KARŞI önce Ankara’da sonra İstanbul’da 2006 Ekim’den beri Yürüyoruz.”

Ülkemizin içinde bulunduğu erken seçim dönemi karışıklığından istifade eden Nükleerci Meclis, sessiz sedasız ve alelacele TBMM’de kanunlaşmayı bekleyen 147 yasa arasından
Nükleer Yasayı görüşüp kabul etti.

Mecliste bu yasanın altına imza atan tüm milletvekillerini ve siyasi partileri “nükleerci” ilan ediyoruz. Meşruluklarının tartışıldığı siyasi ortamda kapsamlı tartışmadan “Nükleer Yasayı” apar topar meclisten geçirmelerinin memleketimize ve milletimize nasıl bir fayda sağlayacağını merak ediyoruz.

Sade vatandaş olarak toplumun farklı kesimlerinin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının sesine kulak vermedikleri için kendilerini kınıyoruz. Bize dayatılan tepeden tırnağa riskli, pahalı ve terk edilmeye yüz tutmuş nükleer enerjiyi ve onun ölümcül radyoaktif atıklarının çöplüğü olmayı reddediyoruz.

Nükleerci Meclise küsüyoruz ve Nükleer Yasayı veto etmesi için Sayın Cumhurbaşkanımıza başvuruyoruz.

Bu amaçla, 10:30’da TBMM’nin karşısında Akay Kavşağı’nda buluştuk. Basın mensuplarına hitaben basın açıklamalarımızı okuduk. Timur Daniş Svetlana Aleksiyeviç’in “Çernobil’den Sesler” kitabını Cumhurbaşkanımıza iletmek istediğini söyledi.

Her nükleer santral radyoaktivitesi çok yüksek atık yakıt üretir. Nükleer atıklar yok edilemedikleri ve zararsız hale gelmeleri için onbinlerce yıl çok korunaklı ortamlarda saklanması gerektiği için nükleer santralı olan her ülkenin nükleer atıklarla başı derttedir. Gelecek nesillere nükleerle kirlenmiş bir ülke miras bırakmak istemiyoruz.

Nükleer enerji santral yapımı, işletimi, sökümü konusunda tüm teknoloji yabancı kaynaklıdır. Nükleer enerji hammaddesi olan uranyum yurtdışından ithal edilecektir. Kısacası nükleer enerji santralleri kurulduğu takdirde yabancı firmalara olan bağımlılığımız artacaktır. Bu milli bağımsızlığımız ve güvenliğimiz için risk oluşturacaktır.

Karadeniz insanı nükleerden nasibini aldı. Dönemin yetkilileri halka yalan söylemiştir. Aynı yanıltma bugün Sağlık Bakanlığının hazırladığı “Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması” adlı, yöntemi belirsiz rapor ile sürdürülmektedir. Bu rapor ile Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları küçümsenmiş, sigaraya bağlanmıştır. Ne kadar inkar edilirse edilsin bugün Karadeniz halkı kilometrelerce öteden gelip üzerine yağan radyoaktivitenin bedelini kanser ile ödemektedir.

Nükleer enerji ülkemiz için bir mecburiyet değildir. Ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak için enerji tasarrufuna önem verilip, rüzgar, güneş, jeotermal gibi yenilenebilir temiz enerji kaynakları kullanılabilir. Resmi kurumlar ve üniversitelerce yapılan araştırmalar ülkemizin yenilenebilir temiz enerji kaynakları bakımından zengin olduğunu ama bu kaynakların değerlendirilemediğini göstermektedir.

Bu nedenle Nükleer Yasanın veto edilmesi için Cumhurbaşkanımıza dilekçelerimizi arz etmek üzere, “Nükleer Yasaya KARŞI Nükleerci Meclis’ten Cumhurbaşkanlığı Konutuna Yürüdük.”

Elimizde “Sayın Cumhurbaşkanım Lütfen Nükleer Yasayı Veto Edin”, “Nükleer Yasanın Veto Edilmesi İçin Nükleer Yasaya Karşı Yürüyorum”, “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyorum. Nükleer Öldürür” yazan mesajlarımızla Akay Kavşağından yürümeye başladık. 100 metre sonra polis tarafından durdurulduk. 10-15 dakika bekletildik. Mesajlarımızı kaldırmamızı ve bizi polis arabası ile Cumhurbaşkanlığı Köşküne gönderebileceklerini söylediler. Kabul etmedik. Yürüyüşümüze devam ettik. Türk Tarih Kurumu önünde sivil polis tarafından yine durdurulduk. Yürüyüşümüze devam edebileceğimizi ama mesajları kaldırmamızı söylediler. Sivil polisler eşliğinde Cumhurbaşkanlığı Köşküne ulaştık.

Hediye Gündüz, Ayşen Eren ve Bahriye Şengün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e iletilmek üzere dilekçelerimizi bıraktık. Timur Daniş Cumhurbaşkanına verilmek üzere “Çernobil’den Sesler” kitabını bıraktı. Ayşen Eren aynı kitabı Cumhurbaşkanı eşi Semra Sezer’e iletilmek üzere “Enerji için ölünür mü?” diyerek verdi.

Moğolların sevilen şarkısında dendiği gibi “Bugün biz birşey yaptık…”

Nükleersiz Türkiye İçin...

Timur Daniş, Hediye Gündüz, Ayşen Eren, Bahriye Şengün (KFK)
www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com

Saturday, May 12, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 15 Mayis,10:30, Ankara'da

Nukleer yasa Türkiye'nin icinde bulundugu karisik durumdan istifade eden hukumet tarafindan meclisten sessiz sedasiz acele ile gecirildi. Nukleerci Meclisin onadigi yasa simdi Cumhurbaskanligi makamina gidecek...

Yasayi takip ediyorum.

Nukleer Yasaya KARSI Meclis'ten Cumhurbaskanligi Kosku'ne Yuruyorum...

Ankara'da...

15 Mayis Sali gunu....

Saat 10:30'da...

"Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" diyenlerle Meclisin karsisinda Akay'da bulusalim...

Selamlar
Aysen Eren '87
www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com

Thursday, May 10, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 1 Mayis

1 Mayis Isci Emekci Bayrami... Bugun yuruyusum Cumhuriyet Koyu'ne uzandi. Bir mermer iscisi ile birlikteyim. Mermere elleriyle, kalbiyle ruh veren dunyaca taninan heykeltras Mehmet Aksoy'u ziyaret ediyorum. Yemyesil bir bahceye serpistirilmis birbirinden etkileyici heykeller arasinda baslayan sohbetimiz Mehmet Bey'in hayat felsefesini yansitan bocek evinin icinde cicek acmis limon, mandaline agaclarinin altinda devam ediyor.

"Kibele- Doga ana iyi ve kotu cocuklarini koynunda tasir. Kotu cocuklarini gerekirse kendi elleriyle oldurur" diyor Mehmet Bey. Kuresel isinma felaketlerini boyle yorumluyor.

Konu nukleer enerjiye ve nukleer yasaya gelince "buyuk teknoloji ama cok riskli" diyor. Ne kadar guvenli oldugu iddia edilirse edilsin kaza riski var. Bu cok dusuk bir oranda olsa bile var. Var olan birseyi yok saymak hata. Kaza riski buyuk tehlikeler doguruyor. Elektrik icin bu riski almak ve buyuk tehlikeleri goze almak yanlis. Bu kadar basit ve net bir mantik silsilesi ile acikliyor neden nukleer enerjiye karsi oldugunu. Nukleer yasaya karsi yuruyusumu destekliyor. Evreni, dunyayi, dogayi ve bunlarin ortasinda kafasi karisik insani simgeleyen heykeli onunde birlikte fotograf cekiniyoruz. Heykelinde kullandigi simgelerin 12 bin yillik oldugunu soyluyor. Bizim yani insanoglunun kafa karisikligi gecen binlerce yil icinde degismemis.. .

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...

Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/