Bugunku yuruyusumun konugu sevgili Dilek Eksi. Kadikoy iskelede bulusup, altiyola cikiyoruz. Oradan Kadikoy Evlendirme Dairesi onune gelip minibus caddesi boyunca yuruyoruz. Elimizde "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum. Nukleersiz Turkiye" yazan karton var. Bazen ben bazen Dilek tasiyor. Yuruyus sirasinda konumuz "yururken karsilastigimiz insanlarla dialoga gecmeli mi yoksa sadece yurumeli mi?" Yogun kalabaligin oldugu, insanlarin biryerlere ulasmak icin kosturdugu yerlerde birebir iletisim kurmak cok zor. Herkes bir yerlere yetisme telasi icinde. Ama daha sakin sokaklarda, halinden bize vakit ayirabilecegini dusundugumuz insanlarla birebir iletisim kurmak mumkun ve daha kolay. İletisim bilmeyenleri bilgilendirmek, yanlis bilenleri aydinlatmak ve bize destek verenlere tesekkur etmek icin bir firsat. Tabii 15 milyon nufuslu bir kentte gunde 1-2 kisi ile konusmak cuvalda 1 pirinc tanesi veya devede kulak bile degil ama olsun...
Yuruyusumuz minibus caddesinde Sahray-i Cedit'te noktalaniyor. Fotografimizi ceken Cabir Kaya araba satan
bir sirkette calisiyor. "Nukleer" nedir bilmiyor. Dilimiz dondugunce anlatmaya calisiyoruz ama tam olarak anlayip anlamadigindan emin olamiyoruz.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Ayşen Eren