Merhabalar,
Nukleer Yasa Meclis'ten gecti ve onay icin Cumhurbaskani Abdullah Gul'e gonderildi. Bu yasanin veto edilmesi talebini Cumhurbaskanina ileten mektubu ekte gonderiyorum.
Vatandas olarak talebinizi iletmek isterseniz,
Cumhurbaskani e-posta adresi: cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr
Selamlar,
Aysen Eren
*******************
ANKARA; 14.11.2007
Sayın Abdullah GÜL
Türkiye Cumhuriyeti CumhurbaşkanıANKARA
Konu: 09.11.2007 tarihli 5710 sayılı Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesiyle Enerji Satışına İlişkin Kanunun Veto Edilmesi Talebi
"Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin 5710 Sayılı Kanun" 09.11.2007 tarihinde TBMM tarafından kabul edildi. Makamınıza gönderilen bu yasa, Türkiye'yi bilinen bir çıkmaza sokacaktır. Ülkemizin nükleer güç santrallerine ihtiyacı yoktur. Yıllardır nükleer lobilerin baskısıyla, ülkemiz enerji sektörü plansız ve kuralsız bırakılmıştır. Bunun sonucunda da, Türkiye'nin enerji ihtiyacı lobilerin baskısıyla şekillenmiştir. Oysa ki, pek çok ülke nükleer güç santrallerinden vazgeçmekte, pek çok ülke de kısa dönemde bu santralleri terk edeceğini bildirmektedir. Yatırım sahası daralan nükleer lobiciler, bu santrallerini Türkiye'ye satmaya çalışmaktadır. Kirli, pahalı ve atıklarına hala çözüm bulunamamış nükleer santral çabalarının ülkemiz ekonomisine maliyeti de ağır olacaktır. Enerji alım garantili olarak yapılması düşünülen bu santrallerin ülkemize en kabaca maliyeti 12-15 milyar dolardan fazla olacaktır. Bu maliyet, 1999 depremi sonrasında Türkiye'nin Dünya Bankasından çektiği krediden fazladır. Ülkemizin sınırlı kaynaklarının bu şekilde kullanılması, ülkemizi yeni bir ekonomik bunalıma sürükleyecektir.
Oysaki enerjide kaynak çeşitliliğini yerli kaynaklarımız ile sağlama konusunda hala atılacak önemli adımlar vardır. Bugün Nükleer Santral Yasasının tartışıldığı koşullarda yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın enerji üretimindeki payı son derece düşük seviyededir. Öncelik yerli kaynaklarımızı devreye sokarak yeni yatırımlar ile elektrik enerjisi dağıtımındaki kayıp-kaçakların giderilmesine verilmelidir.
Nükleer santrallerin kaza riski gazetelere yansıyan nükleer kaza vakaları ile sabittir. En son 16 Temmuz 2007’de Japonya’da yaşanan deprem, dünyanın en modern ve en büyük nükleer tesisi Kashiwazaki-Kariwa’da ciddi teknik sorunlar yaratmış ve radyasyon sızıntısı olmuştur. Şüphesiz, bir deprem ülkesi olan Türkiye’de nükleer kaza riski yüksektir. Nükleer güç santrallerinin sağlığa olumsuz etkileri de, başta Çernobil nükleer kazası olmak üzere pek çok facia da yaşanmıştır. Greenpeace tarafından yeni yayınlanan rapora göre, sadece Belarus’da bugüne kadar 93 bini ölümcül toplam 360 bin kanser vakası saptandı. Bu kaza sonrasında “Karadeniz Bölgesinde” kanser vakalarında ciddi artışlar oldu. Bu kazanın etkisi kuşaklar boyu sürdü ve sürecek. “Nükleer” sözcüğü, ülkemiz insanlarında üç sözcüğü çağrıştırıyor, “Çernobil, Kanser, Karadeniz”. Radyasyon görünmez, kokmaz ve sınır tanımaz. Nükleer santrallerin yaratacağı risklere karşı halkımız savunmasızdır.
Kurulacak bu santrallerin ekolojik geleceğimizde onarılamaz tahribatlara yol açacağı ortadadır. Nükleer santrallerden çıkan atıkların binlerce yıl kaybolmadığı, havaya, toprağa ve suya karışma tehlikesi barındırdığı açıktır. Yıllarca gelişmiş ülkeler nükleer santral atıklarını başka ülkelere göndermeye çalışmıştır.
Nükleer Güç Santralleri hakkındaki kanunu çıkartan Meclis, bu konuda kamuoyunda geniş bir uzlaşma aramadan, "ben yaptım oldu" anlayışıyla bu yasayı dayatmıştır. Yasanın görüşüldüğü komisyonlara davet edilen Sivil Toplum Kuruluşları, Elektrik Mühendisleri Odası, TEMA Vakfı ve Greenpeace yasa hakkında olumsuz görüş bildirmiştir. Konuya duyarlı bütün kesimlerin Sinop’ta ve Akkuyu’da başta yöre halkının nükleer santrale karşı çıkması, Meclise verilen 100 bin imza, bilim insanları bildirisi önemli yurttaş tepkileridir.
Anılan sebeplerle 5710 sayılı yasanın onaylanmamasını takdirlerinize arz ederim. Yaşamlarımız ve güzel ülkemiz bir avuç lobicinin çıkarlarına emanet edilmemelidir.
Saygılarımla.
Ad, soyad: Ayşen EREN
Adres: 34704 İstanbul
E-Posta: ayseneren@yahoo.com
Thursday, November 15, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum- 07 Kasim 2007
7 Kasim 2007
Sayin Milletvekili,
Bugunku Meclis gundeminde tartisacaginiz kisaca "Nukleer Yasa" olarak bilinen 5710 sayili yasa Turkiye'yi bugunumuzu, gelecegimizi, cocuklarimizi, torunlarimizi ve bizden sonra gelecek kusaklari etkileyecek bir yasadir.
Bu yasa icin komisyonlara davet edilen ve gorusleri sorulan sivil toplum kuruluslari Elektrik Muhendisleri Odasi, TEMA Vakfi ve Greenpeace yasaya "HAYIR" demislerdir. TEMA Vakfı ve Greenpeace hazirladiklari enerji dosyalarini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakani Sayin Hilmi Guler'e iletmislerdir.
8 ay Istanbul sokaklarinda "Nukleer Yasaya KARSI Yurudum". Karsilastigim, konustugum insanlar "Nukleer Enerjiye HAYIR" demektedir. Yuruyuslerimin guncesini http://www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/ inceleyebilirsiniz.
Enerji verimliligi,
Enerji tasarrufu,
Doga dostu yenilenebilir enerji kaynaklari,
enerji politamızın temel taslari olmali iken,
Deprem bolgesi ulkemizde nukleer kaza korkusu, atik ve radyasyon riski ile niye yasayalim?
Hicbir nukleer enerji santrali guvenli degildir. Radyasyon kokmaz, gorunmez, sinir tanimaz. Sizinti olmasi kacilmazdir. Etkileri zaman icinde ortaya cikar. Yapilan arastirmalar nukleer enerji santrallarinin yakininda yasayan insanlarda yuksek kanser oranlarinin gorundugunu, Isvec'te kucuk cocuklarda zeka geriligi saptandigini gosteriyor.
Yasa gorusulurken nukleer enerji mi bizim icin onemli yoksa insan hayati ve sagligi mi lutfen dusunun.
Saygilarimla,
Aysen Eren
http://www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Sayin Milletvekili,
Bugunku Meclis gundeminde tartisacaginiz kisaca "Nukleer Yasa" olarak bilinen 5710 sayili yasa Turkiye'yi bugunumuzu, gelecegimizi, cocuklarimizi, torunlarimizi ve bizden sonra gelecek kusaklari etkileyecek bir yasadir.
Bu yasa icin komisyonlara davet edilen ve gorusleri sorulan sivil toplum kuruluslari Elektrik Muhendisleri Odasi, TEMA Vakfi ve Greenpeace yasaya "HAYIR" demislerdir. TEMA Vakfı ve Greenpeace hazirladiklari enerji dosyalarini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakani Sayin Hilmi Guler'e iletmislerdir.
8 ay Istanbul sokaklarinda "Nukleer Yasaya KARSI Yurudum". Karsilastigim, konustugum insanlar "Nukleer Enerjiye HAYIR" demektedir. Yuruyuslerimin guncesini http://www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/ inceleyebilirsiniz.
Enerji verimliligi,
Enerji tasarrufu,
Doga dostu yenilenebilir enerji kaynaklari,
enerji politamızın temel taslari olmali iken,
Deprem bolgesi ulkemizde nukleer kaza korkusu, atik ve radyasyon riski ile niye yasayalim?
Hicbir nukleer enerji santrali guvenli degildir. Radyasyon kokmaz, gorunmez, sinir tanimaz. Sizinti olmasi kacilmazdir. Etkileri zaman icinde ortaya cikar. Yapilan arastirmalar nukleer enerji santrallarinin yakininda yasayan insanlarda yuksek kanser oranlarinin gorundugunu, Isvec'te kucuk cocuklarda zeka geriligi saptandigini gosteriyor.
Yasa gorusulurken nukleer enerji mi bizim icin onemli yoksa insan hayati ve sagligi mi lutfen dusunun.
Saygilarimla,
Aysen Eren
http://www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Thursday, July 19, 2007
Nukleer Yasaya Karsi Yuruyorum - Secime Katilacak Partilerin "Cevre ve Nukleer Karnesi" Zayif
15 Mayis tarihinde Cumhurbaskanligina yaptigimiz yuruyus sonrasina ulke hizlica bir erken secim donemine girdi. Nukleer yasa bekledigimiz gibi Cumhurbaskani tarafýndan veto edilip meclise geri gonderildi. Meclis yasanin duzeltilmesi icin komisyonlara iletti. Komisyonlar calisti, yasayi alladilar pulladilar, genel kurula hazir hale getirdiler.... Yasa mecliste tekrar gorusulemedi.. Nukleer Yasa, 22 Temmuz secim sonucunu bekliyor. Yeni secilecek 550 milletvekilini, meclise girecek partileri, kurulacak yeni hukumeti ve secilecek yeni cumhurbaskanini bekliyor...
Ulkenin icinde bulundugu karisik durum nedeniyle yuruyuslerime ara verdim ve ben de partilerin secim beyannamelerini aciklamalarini beklemeye basladim.
22 Temmuz 2007 tarihinde yapýlacak olan XXIII. Dönem Milletvekili Genel Seçimine Adalet ve Kalkýnma Partisi (AKP), Aydýnlýk Türkiye Partisi (ATP), Baðýmsýz Türkiye Partisi (BTP), Büyük Birlik Partisi (BBP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti (DP), Emek Partisi (EP), Genç Parti (GP), Halkýn Yükseliþi Partisi (HYP), Ýþçi Partisi (ÝP), Liberal Demokrat Parti (LDP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP), Saadet Partisi (SP), Türkiye Komünist Partisi (TKP) katýlýyor. Bir kismi secim beyannamelerini acikladi, bir kismi aciklamadi. Aciklamayanlarin internet sitelerindeki parti programlarini aldim. Ilk defa sade bir vatandas olarak hepsini tek tek okudum. Bir taraftan bunu daha once niye yapmadim diye dusundum. Icerik, kullandiklari dil, genel olarak dokuman akisindaki duzen olarak incelendigimde buyuk hayal kirikligina ugradim. Somut, uygulanabilir plan ve program onerisi olan parti az. Secim beyannamesi veya parti programi oy isteyen siyasi parti ile oy verecek vatandas arasinda bir sozlesme ise bu sozlesmelerin altina hicbir sade vatandas imza atmaz.
Seçilen milletvekilleri ve iktidara gelen partiler dört yýl boyunca Türkiye’nin çevre politikalarýný hazýrlayacak, çevre ile ilgili yasalarý çýkaracak, var olan yasalarýn yarattýðý sorunlarý çözmeye çalýþacak. Peki buna hazýrlar mý?
Partiler çevre konularýný seçim beyannamelerine yer verdiler mi? Partilerin çevre politikalarý var mý? Çevre konusunda öncelikleri neler? Nukleer enerji konusunda ne planliyorlar? Yenilenebilir, doga dostu enerjilere yatirimi tesvik edecekler mi? Ekonomik büyüme için çalýþýrken çevrenin korunmasýný dikkate alacaklar mý? “Çevre Dostu Sürdürülebilir Kalkýnma” kavramý ile tanýþýklar mý? Küresel ýsýnma tehditi, azalan su kaynaklarý gibi toplumun her kesimi tarafýndan hissedilmeye baþlanan giderek kritik bir boyut kazanan çevre sorunlarý, partiler üzerinde baský oluþturdu mu? Bu sorunlara çözüm getirmeyi hedefliyorlar mý?
Küresel boyutu da olup gittikçe kritikleþen, Türkiye için önemli olan, çevreci gruplarýn öncelik verdiði çevre ile ilgili 10 ana konu belirlenip bir ÇEVRE KARNESÝ oluþturdum. Deðerlendirme yaparken partilerin resmi internet sitelerindeki seçim beyannameleri, seçim beyannamesi olmayan partilerin parti programlarý esas aldým. ÇEVRE KARNESÝ’deki konulara seçim beyannamelerinde seçim beyannamaleri yoksa parti programlarýnda yer veren partilere “bir” vermeyenlere “sýfýr” puan verdim.
1-Yenilenebilir Enerji Yatýrýmlarýnýn Teþvik Edilmesi. Yenilenebilir Enerji Hedefi Konulmasý.
2-Nükleer Santral Kurulmamasý.
3-Enerji Verimliliðinin, Tasarrufun Özendirilmesi.
4-Küresel Isýnmaya Karþý Önlem Alýnmasý, Hedef Konulmasý
5-Organik Tarýmýn Teþvik Edilmesi.
Genetiði Deðiþtirilmiþ (GD) Ürünlerin Ýthalat, Ekiminin Yasaklanmasý. Tohumculuðun Devlet-Çiftçi Örgütleri-Üniversiteler Ekseninde Þekillendirilmesi
6-Biyogüvenlik Yasasýnýn Çýkarýlmasý.
Biyoçeþitliliðimizin Korunmasý.
7- Toprak Kalitesinin Artýrýlmasý. Erozyon Önlenmesi. Mera, Yayla Ve Tarým Arazilerinin Korunmasý
8-Ormanlarýn Yönetimi, Korunmasý
9-Atýk Yönetimi ve Çevre Kirletenlerin Cezalandýrýlmasý
10-Su Yasasý
ÇEVRE KARNE NOTU
AKP - 4
ATP - 3
BTP - 0
BBP - 2
CHP -9
DP-4
EP-1
GP- 0
HYP-3
ÝP-0
LDP-0
MHP-7
ÖDP-9
SP-0
TKP-0
Adalet ve Kalkýnma Partisi seçim beyannamesinde yapacaklarýndan çok geçen dönemki icraatlarýna yer vermiþ. Enerji politikasýnda yenilenebilir enerjiyi destekleyeceðini söylemesine raðmen fosil yakýt ve nükleer enerjiye öncelik ve aðýrlýk veriyor. Çevre konusunda kabul ettikleri “kullanan-kirleten-öder” temel ilkesi ile neredeyse çevre kirliliðine üstü kapalý izin vermekte. Çünkü bu ilke, çevreyi, su ve toprak gibi yaþamsal öneme sahip doðal kaynaklarý geri dönülmez þekilde kirletenleri caydýrýcý olmaktan çok uzak. Avrupa Birliði’ne girme konusunda hýrslý görünmesine raðmen ayný kararlýlýðý Avrupa Birliði’nin kabul ettiði yenilenebilir enerji hedeflerine ulaþmada göstermiyor. Aydýnlýk Türkiye Partisi ormanlarý özelleþtirmeyi ve koruma sorumluluðunu da özelleþtirme ile ormanlarý devralanlara býrakmayý hedefliyor. Baðýmsýz Türkiye Partisi 21. yüzyýlda suyun lider olacaðýný söylüyor ama seçim beyannamesinde su politikasý bulunmuyor. Büyük Birlik Partisi parti programýnda çevre konusuna birkaç paragrafla deðinmiþ ama enerji politikasýna ve öncelik verecekleri enerji kaynaklarýna yer vermemiþ. Cumhuriyetçi Halk Partisi enerji konusunda temiz, çevre dostu yöntemleri benimseyeceklerini söylerken nükleer santral kurmayacaðýz demiyor. Demokrat Parti, insana ve çevreye zarar vermeyen nükleer enerji santrallerini ülkemizde kuracaðýný ve bugüne kadar çözülemeyen nükleer atýk sorununu sýzdýrmaz özel çelik kaplarda jeolojik depolama tesislerinde depolayarak çözeceðini iddia ediyor. Nükleer atýklarýn binlerce yýl ölümcül radyasyon yaydýklarýný, çelik kaplarýn korozyona uðrayýp sýzýntý yapacaðýný, deprem kuþaðýndaki ülkemizde jeolojik depolama tesislerinin büyük risk taþýdýðýný bu nedenle nükleer atýk sorununun halen çözümsüz olduðunu hesaba katmayan çeliþkili bir enerji politikasý savunmakta. Emek Partisi, Alinoi, Hasankeyf, Munzur ve Fýrtýna Vadisi gibi tarihi ve doðal zenginliklerin korunmasýný parti programýna koymuþ ama planý yok. Genç Parti’nin internet sitesinde seçim beyannamesi ve parti programý bulunmuyor. Halkýn Yükseliþi Partisi su krizinden bir cümle ile bahsetmekte ama krizi aþmak için çözüm önermiyor. Ayrýca hidrojen enerjisini seçim beyannamesine alan iki partiden biri. Ýþçi Partisi çevre, enerji, tarým konusuna hiç deðinmiyor. Liberal Demokrat Parti, çevre problemlerinin hafifletilmesi için büyük ölçekli üretimden vazgeçilip, mevcut tüketim alýþkanlýklarýný körükleyen uygulamalara son verileceðini söylüyor ama bunu nasýl yapacaklarýna dair somut bir programý bulunmuyor. Enerjide dýþa baðýmlýlýðý azaltmaya öncelik vereceðini söyleyen Milliyetçi Halk Partisi, teknoloji, finansman, ana girdi uranyum bazýnda dýþa baðýmlýlýðý artýracak nükleer enerji santrallerini kurmayý planlýyor. Diðer partilerden farklý olarak sulak alanlarýn çevresinin ve ekosistemleri bütünlük içinde ele alan kýyý alaný planlamasý ve yönetiminden bahsediyor. Çevre konularýna geniþ ve kapsamlý yer veren Özgürlük ve Dayanýþma Partisi’nin su politikasý bulunmamakta. Saadet partisi enerji ihtiyacýný yeni kuracaðý hidrolik, kömür ve nükleer santrallerle karþýlamayý planlýyor. Türkiye Komünist Partisi çevre koruma konusunda ilkelerini sýralarken, çevre politikasý konusunda somut programý yok.
Bu deðerlendirmeye göre 22 Temmuz 2007 seçimlerine katýlacak 15 partiden 6 tanesi 10 üzerinden sýfýr alarak sýnýfta kaldý. EP “bir”, BBP “iki” alarak sýnýfta kalmasýna raðmen sýfýrcýlarýn yanýnda varlýk gösterdi. ATP ve HYP “üç”, AKP ile DP “dört” alýp sýnýfta kaldýlar. CHP, ÖDP ve kýsmen MHP geçer not aldý.
Hiçbir siyasi partinin sürdürülebilir kalkýnma esaslý, çevre koruma temelli, bütüncül bir çevre politikasý bulunmamakta.
Özgürlük ve Dayanýþma Partisi ile Emek Partisi nukleer santral kurmayacaðýz derken, Adalet ve Kalkýnma Partisi, Demokrat Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Saadet Partisi kesinlikle kuracaðýz diyor. Cumhuriyetçi Halk Partisi nükleer enerji konusunda sessiz kalmayi tercih etmis. 15 partiden 13 tanesi "Nukleer"den sinifta kaldi.
Gorunen o ki secim sonrasinda "Nukleer Yasaya Karsi Yuruyusum" devam edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Ulkenin icinde bulundugu karisik durum nedeniyle yuruyuslerime ara verdim ve ben de partilerin secim beyannamelerini aciklamalarini beklemeye basladim.
22 Temmuz 2007 tarihinde yapýlacak olan XXIII. Dönem Milletvekili Genel Seçimine Adalet ve Kalkýnma Partisi (AKP), Aydýnlýk Türkiye Partisi (ATP), Baðýmsýz Türkiye Partisi (BTP), Büyük Birlik Partisi (BBP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti (DP), Emek Partisi (EP), Genç Parti (GP), Halkýn Yükseliþi Partisi (HYP), Ýþçi Partisi (ÝP), Liberal Demokrat Parti (LDP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP), Saadet Partisi (SP), Türkiye Komünist Partisi (TKP) katýlýyor. Bir kismi secim beyannamelerini acikladi, bir kismi aciklamadi. Aciklamayanlarin internet sitelerindeki parti programlarini aldim. Ilk defa sade bir vatandas olarak hepsini tek tek okudum. Bir taraftan bunu daha once niye yapmadim diye dusundum. Icerik, kullandiklari dil, genel olarak dokuman akisindaki duzen olarak incelendigimde buyuk hayal kirikligina ugradim. Somut, uygulanabilir plan ve program onerisi olan parti az. Secim beyannamesi veya parti programi oy isteyen siyasi parti ile oy verecek vatandas arasinda bir sozlesme ise bu sozlesmelerin altina hicbir sade vatandas imza atmaz.
Seçilen milletvekilleri ve iktidara gelen partiler dört yýl boyunca Türkiye’nin çevre politikalarýný hazýrlayacak, çevre ile ilgili yasalarý çýkaracak, var olan yasalarýn yarattýðý sorunlarý çözmeye çalýþacak. Peki buna hazýrlar mý?
Partiler çevre konularýný seçim beyannamelerine yer verdiler mi? Partilerin çevre politikalarý var mý? Çevre konusunda öncelikleri neler? Nukleer enerji konusunda ne planliyorlar? Yenilenebilir, doga dostu enerjilere yatirimi tesvik edecekler mi? Ekonomik büyüme için çalýþýrken çevrenin korunmasýný dikkate alacaklar mý? “Çevre Dostu Sürdürülebilir Kalkýnma” kavramý ile tanýþýklar mý? Küresel ýsýnma tehditi, azalan su kaynaklarý gibi toplumun her kesimi tarafýndan hissedilmeye baþlanan giderek kritik bir boyut kazanan çevre sorunlarý, partiler üzerinde baský oluþturdu mu? Bu sorunlara çözüm getirmeyi hedefliyorlar mý?
Küresel boyutu da olup gittikçe kritikleþen, Türkiye için önemli olan, çevreci gruplarýn öncelik verdiði çevre ile ilgili 10 ana konu belirlenip bir ÇEVRE KARNESÝ oluþturdum. Deðerlendirme yaparken partilerin resmi internet sitelerindeki seçim beyannameleri, seçim beyannamesi olmayan partilerin parti programlarý esas aldým. ÇEVRE KARNESÝ’deki konulara seçim beyannamelerinde seçim beyannamaleri yoksa parti programlarýnda yer veren partilere “bir” vermeyenlere “sýfýr” puan verdim.
1-Yenilenebilir Enerji Yatýrýmlarýnýn Teþvik Edilmesi. Yenilenebilir Enerji Hedefi Konulmasý.
2-Nükleer Santral Kurulmamasý.
3-Enerji Verimliliðinin, Tasarrufun Özendirilmesi.
4-Küresel Isýnmaya Karþý Önlem Alýnmasý, Hedef Konulmasý
5-Organik Tarýmýn Teþvik Edilmesi.
Genetiði Deðiþtirilmiþ (GD) Ürünlerin Ýthalat, Ekiminin Yasaklanmasý. Tohumculuðun Devlet-Çiftçi Örgütleri-Üniversiteler Ekseninde Þekillendirilmesi
6-Biyogüvenlik Yasasýnýn Çýkarýlmasý.
Biyoçeþitliliðimizin Korunmasý.
7- Toprak Kalitesinin Artýrýlmasý. Erozyon Önlenmesi. Mera, Yayla Ve Tarým Arazilerinin Korunmasý
8-Ormanlarýn Yönetimi, Korunmasý
9-Atýk Yönetimi ve Çevre Kirletenlerin Cezalandýrýlmasý
10-Su Yasasý
ÇEVRE KARNE NOTU
AKP - 4
ATP - 3
BTP - 0
BBP - 2
CHP -9
DP-4
EP-1
GP- 0
HYP-3
ÝP-0
LDP-0
MHP-7
ÖDP-9
SP-0
TKP-0
Adalet ve Kalkýnma Partisi seçim beyannamesinde yapacaklarýndan çok geçen dönemki icraatlarýna yer vermiþ. Enerji politikasýnda yenilenebilir enerjiyi destekleyeceðini söylemesine raðmen fosil yakýt ve nükleer enerjiye öncelik ve aðýrlýk veriyor. Çevre konusunda kabul ettikleri “kullanan-kirleten-öder” temel ilkesi ile neredeyse çevre kirliliðine üstü kapalý izin vermekte. Çünkü bu ilke, çevreyi, su ve toprak gibi yaþamsal öneme sahip doðal kaynaklarý geri dönülmez þekilde kirletenleri caydýrýcý olmaktan çok uzak. Avrupa Birliði’ne girme konusunda hýrslý görünmesine raðmen ayný kararlýlýðý Avrupa Birliði’nin kabul ettiði yenilenebilir enerji hedeflerine ulaþmada göstermiyor. Aydýnlýk Türkiye Partisi ormanlarý özelleþtirmeyi ve koruma sorumluluðunu da özelleþtirme ile ormanlarý devralanlara býrakmayý hedefliyor. Baðýmsýz Türkiye Partisi 21. yüzyýlda suyun lider olacaðýný söylüyor ama seçim beyannamesinde su politikasý bulunmuyor. Büyük Birlik Partisi parti programýnda çevre konusuna birkaç paragrafla deðinmiþ ama enerji politikasýna ve öncelik verecekleri enerji kaynaklarýna yer vermemiþ. Cumhuriyetçi Halk Partisi enerji konusunda temiz, çevre dostu yöntemleri benimseyeceklerini söylerken nükleer santral kurmayacaðýz demiyor. Demokrat Parti, insana ve çevreye zarar vermeyen nükleer enerji santrallerini ülkemizde kuracaðýný ve bugüne kadar çözülemeyen nükleer atýk sorununu sýzdýrmaz özel çelik kaplarda jeolojik depolama tesislerinde depolayarak çözeceðini iddia ediyor. Nükleer atýklarýn binlerce yýl ölümcül radyasyon yaydýklarýný, çelik kaplarýn korozyona uðrayýp sýzýntý yapacaðýný, deprem kuþaðýndaki ülkemizde jeolojik depolama tesislerinin büyük risk taþýdýðýný bu nedenle nükleer atýk sorununun halen çözümsüz olduðunu hesaba katmayan çeliþkili bir enerji politikasý savunmakta. Emek Partisi, Alinoi, Hasankeyf, Munzur ve Fýrtýna Vadisi gibi tarihi ve doðal zenginliklerin korunmasýný parti programýna koymuþ ama planý yok. Genç Parti’nin internet sitesinde seçim beyannamesi ve parti programý bulunmuyor. Halkýn Yükseliþi Partisi su krizinden bir cümle ile bahsetmekte ama krizi aþmak için çözüm önermiyor. Ayrýca hidrojen enerjisini seçim beyannamesine alan iki partiden biri. Ýþçi Partisi çevre, enerji, tarým konusuna hiç deðinmiyor. Liberal Demokrat Parti, çevre problemlerinin hafifletilmesi için büyük ölçekli üretimden vazgeçilip, mevcut tüketim alýþkanlýklarýný körükleyen uygulamalara son verileceðini söylüyor ama bunu nasýl yapacaklarýna dair somut bir programý bulunmuyor. Enerjide dýþa baðýmlýlýðý azaltmaya öncelik vereceðini söyleyen Milliyetçi Halk Partisi, teknoloji, finansman, ana girdi uranyum bazýnda dýþa baðýmlýlýðý artýracak nükleer enerji santrallerini kurmayý planlýyor. Diðer partilerden farklý olarak sulak alanlarýn çevresinin ve ekosistemleri bütünlük içinde ele alan kýyý alaný planlamasý ve yönetiminden bahsediyor. Çevre konularýna geniþ ve kapsamlý yer veren Özgürlük ve Dayanýþma Partisi’nin su politikasý bulunmamakta. Saadet partisi enerji ihtiyacýný yeni kuracaðý hidrolik, kömür ve nükleer santrallerle karþýlamayý planlýyor. Türkiye Komünist Partisi çevre koruma konusunda ilkelerini sýralarken, çevre politikasý konusunda somut programý yok.
Bu deðerlendirmeye göre 22 Temmuz 2007 seçimlerine katýlacak 15 partiden 6 tanesi 10 üzerinden sýfýr alarak sýnýfta kaldý. EP “bir”, BBP “iki” alarak sýnýfta kalmasýna raðmen sýfýrcýlarýn yanýnda varlýk gösterdi. ATP ve HYP “üç”, AKP ile DP “dört” alýp sýnýfta kaldýlar. CHP, ÖDP ve kýsmen MHP geçer not aldý.
Hiçbir siyasi partinin sürdürülebilir kalkýnma esaslý, çevre koruma temelli, bütüncül bir çevre politikasý bulunmamakta.
Özgürlük ve Dayanýþma Partisi ile Emek Partisi nukleer santral kurmayacaðýz derken, Adalet ve Kalkýnma Partisi, Demokrat Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Saadet Partisi kesinlikle kuracaðýz diyor. Cumhuriyetçi Halk Partisi nükleer enerji konusunda sessiz kalmayi tercih etmis. 15 partiden 13 tanesi "Nukleer"den sinifta kaldi.
Gorunen o ki secim sonrasinda "Nukleer Yasaya Karsi Yuruyusum" devam edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Tuesday, May 15, 2007
“Nükleer Yasaya KARŞI Nükleerci Meclis'ten Cumhurbaskanligi Kosku'ne Yuruyoruz" 15 Mayis 2007 Ankara
15 Mayıs 2007
“Nükleer Yasaya KARŞI önce Ankara’da sonra İstanbul’da 2006 Ekim’den beri Yürüyoruz.”
Ülkemizin içinde bulunduğu erken seçim dönemi karışıklığından istifade eden Nükleerci Meclis, sessiz sedasız ve alelacele TBMM’de kanunlaşmayı bekleyen 147 yasa arasından
Nükleer Yasayı görüşüp kabul etti.
Mecliste bu yasanın altına imza atan tüm milletvekillerini ve siyasi partileri “nükleerci” ilan ediyoruz. Meşruluklarının tartışıldığı siyasi ortamda kapsamlı tartışmadan “Nükleer Yasayı” apar topar meclisten geçirmelerinin memleketimize ve milletimize nasıl bir fayda sağlayacağını merak ediyoruz.
Sade vatandaş olarak toplumun farklı kesimlerinin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının sesine kulak vermedikleri için kendilerini kınıyoruz. Bize dayatılan tepeden tırnağa riskli, pahalı ve terk edilmeye yüz tutmuş nükleer enerjiyi ve onun ölümcül radyoaktif atıklarının çöplüğü olmayı reddediyoruz.

Nükleerci Meclise küsüyoruz ve Nükleer Yasayı veto etmesi için Sayın Cumhurbaşkanımıza başvuruyoruz.
Bu amaçla, 10:30’da TBMM’nin karşısında Akay Kavşağı’nda buluştuk. Basın mensuplarına hitaben basın açıklamalarımızı okuduk. Timur Daniş Svetlana Aleksiyeviç’in “Çernobil’den Sesler” kitabını Cumhurbaşkanımıza iletmek istediğini söyledi.
Her nükleer santral radyoaktivitesi çok yüksek atık yakıt üretir. Nükleer atıklar yok edilemedikleri ve zararsız hale gelmeleri için onbinlerce yıl çok korunaklı ortamlarda saklanması gerektiği için nükleer santralı olan her ülkenin nükleer atıklarla başı derttedir. Gelecek nesillere nükleerle kirlenmiş bir ülke miras bırakmak istemiyoruz.
Nükleer enerji santral yapımı, işletimi, sökümü konusunda tüm teknoloji yabancı kaynaklıdır. Nükleer enerji hammaddesi olan uranyum yurtdışından ithal edilecektir. Kısacası nükleer enerji santralleri kurulduğu takdirde yabancı firmalara olan bağımlılığımız artacaktır. Bu milli bağımsızlığımız ve güvenliğimiz için risk oluşturacaktır.
Karadeniz insanı nükleerden nasibini aldı. Dönemin yetkilileri halka yalan söylemiştir. Aynı yanıltma bugün Sağlık Bakanlığının hazırladığı “Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması” adlı, yöntemi belirsiz rapor ile sürdürülmektedir. Bu rapor ile Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları küçümsenmiş, sigaraya bağlanmıştır. Ne kadar inkar edilirse edilsin bugün Karadeniz halkı kilometrelerce öteden gelip üzerine yağan radyoaktivitenin bedelini kanser ile ödemektedir.
Nükleer enerji ülkemiz için bir mecburiyet değildir. Ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak için enerji tasarrufuna önem verilip, rüzgar, güneş, jeotermal gibi yenilenebilir temiz enerji kaynakları kullanılabilir. Resmi kurumlar ve üniversitelerce yapılan araştırmalar ülkemizin yenilenebilir temiz enerji kaynakları bakımından zengin olduğunu ama bu kaynakların değerlendirilemediğini göstermektedir.
Bu nedenle Nükleer Yasanın veto edilmesi için Cumhurbaşkanımıza dilekçelerimizi arz etmek üzere, “Nükleer Yasaya KARŞI Nükleerci Meclis’ten Cumhurbaşkanlığı Konutuna Yürüdük.”
Elimizde “Sayın Cumhurbaşkanım Lütfen Nükleer Yasayı Veto Edin”, “Nükleer Yasanın Veto Edilmesi İçin Nükleer Yasaya Karşı Yürüyorum”, “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyorum. Nükleer Öldürür” yazan mesajlarımızla Akay Kavşağından yürümeye başladık. 100 metre sonra polis tarafından durdurulduk. 10-15 dakika bekletildik. Mesajlarımızı kaldırmamızı ve bizi polis arabası ile Cumhurbaşkanlığı Köşküne gönderebileceklerini söylediler. Kabul etmedik. Yürüyüşümüze devam ettik. Türk Tarih Kurumu önünde sivil polis tarafından yine durdurulduk. Yürüyüşümüze devam edebileceğimizi ama mesajları kaldırmamızı söylediler. Sivil polisler eşliğinde Cumhurbaşkanlığı Köşküne ulaştık.
Hediye Gündüz, Ayşen Eren ve Bahriye Şengün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e iletilmek üzere dilekçelerimizi bıraktık. Timur Daniş Cumhurbaşkanına verilmek üzere “Çernobil’den Sesler” kitabını bıraktı. Ayşen Eren aynı kitabı Cumhurbaşkanı eşi Semra Sezer’e iletilmek üzere “Enerji için ölünür mü?” diyerek verdi.
Moğolların sevilen şarkısında dendiği gibi “Bugün biz birşey yaptık…”
Nükleersiz Türkiye İçin...
Timur Daniş, Hediye Gündüz, Ayşen Eren, Bahriye Şengün (KFK)
www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com
“Nükleer Yasaya KARŞI önce Ankara’da sonra İstanbul’da 2006 Ekim’den beri Yürüyoruz.”

Nükleer Yasayı görüşüp kabul etti.
Mecliste bu yasanın altına imza atan tüm milletvekillerini ve siyasi partileri “nükleerci” ilan ediyoruz. Meşruluklarının tartışıldığı siyasi ortamda kapsamlı tartışmadan “Nükleer Yasayı” apar topar meclisten geçirmelerinin memleketimize ve milletimize nasıl bir fayda sağlayacağını merak ediyoruz.
Sade vatandaş olarak toplumun farklı kesimlerinin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının sesine kulak vermedikleri için kendilerini kınıyoruz. Bize dayatılan tepeden tırnağa riskli, pahalı ve terk edilmeye yüz tutmuş nükleer enerjiyi ve onun ölümcül radyoaktif atıklarının çöplüğü olmayı reddediyoruz.

Nükleerci Meclise küsüyoruz ve Nükleer Yasayı veto etmesi için Sayın Cumhurbaşkanımıza başvuruyoruz.
Bu amaçla, 10:30’da TBMM’nin karşısında Akay Kavşağı’nda buluştuk. Basın mensuplarına hitaben basın açıklamalarımızı okuduk. Timur Daniş Svetlana Aleksiyeviç’in “Çernobil’den Sesler” kitabını Cumhurbaşkanımıza iletmek istediğini söyledi.
Her nükleer santral radyoaktivitesi çok yüksek atık yakıt üretir. Nükleer atıklar yok edilemedikleri ve zararsız hale gelmeleri için onbinlerce yıl çok korunaklı ortamlarda saklanması gerektiği için nükleer santralı olan her ülkenin nükleer atıklarla başı derttedir. Gelecek nesillere nükleerle kirlenmiş bir ülke miras bırakmak istemiyoruz.
Nükleer enerji santral yapımı, işletimi, sökümü konusunda tüm teknoloji yabancı kaynaklıdır. Nükleer enerji hammaddesi olan uranyum yurtdışından ithal edilecektir. Kısacası nükleer enerji santralleri kurulduğu takdirde yabancı firmalara olan bağımlılığımız artacaktır. Bu milli bağımsızlığımız ve güvenliğimiz için risk oluşturacaktır.
Karadeniz insanı nükleerden nasibini aldı. Dönemin yetkilileri halka yalan söylemiştir. Aynı yanıltma bugün Sağlık Bakanlığının hazırladığı “Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması” adlı, yöntemi belirsiz rapor ile sürdürülmektedir. Bu rapor ile Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları küçümsenmiş, sigaraya bağlanmıştır. Ne kadar inkar edilirse edilsin bugün Karadeniz halkı kilometrelerce öteden gelip üzerine yağan radyoaktivitenin bedelini kanser ile ödemektedir.
Nükleer enerji ülkemiz için bir mecburiyet değildir. Ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak için enerji tasarrufuna önem verilip, rüzgar, güneş, jeotermal gibi yenilenebilir temiz enerji kaynakları kullanılabilir. Resmi kurumlar ve üniversitelerce yapılan araştırmalar ülkemizin yenilenebilir temiz enerji kaynakları bakımından zengin olduğunu ama bu kaynakların değerlendirilemediğini göstermektedir.
Bu nedenle Nükleer Yasanın veto edilmesi için Cumhurbaşkanımıza dilekçelerimizi arz etmek üzere, “Nükleer Yasaya KARŞI Nükleerci Meclis’ten Cumhurbaşkanlığı Konutuna Yürüdük.”

Hediye Gündüz, Ayşen Eren ve Bahriye Şengün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e iletilmek üzere dilekçelerimizi bıraktık. Timur Daniş Cumhurbaşkanına verilmek üzere “Çernobil’den Sesler” kitabını bıraktı. Ayşen Eren aynı kitabı Cumhurbaşkanı eşi Semra Sezer’e iletilmek üzere “Enerji için ölünür mü?” diyerek verdi.
Moğolların sevilen şarkısında dendiği gibi “Bugün biz birşey yaptık…”
Nükleersiz Türkiye İçin...
Timur Daniş, Hediye Gündüz, Ayşen Eren, Bahriye Şengün (KFK)
www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Saturday, May 12, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 15 Mayis,10:30, Ankara'da
Nukleer yasa Türkiye'nin icinde bulundugu karisik durumdan istifade eden hukumet tarafindan meclisten sessiz sedasiz acele ile gecirildi. Nukleerci Meclisin onadigi yasa simdi Cumhurbaskanligi makamina gidecek...
Yasayi takip ediyorum.
Nukleer Yasaya KARSI Meclis'ten Cumhurbaskanligi Kosku'ne Yuruyorum...
Ankara'da...
15 Mayis Sali gunu....
Saat 10:30'da...
"Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" diyenlerle Meclisin karsisinda Akay'da bulusalim...
Selamlar
Aysen Eren '87
www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com
Yasayi takip ediyorum.
Nukleer Yasaya KARSI Meclis'ten Cumhurbaskanligi Kosku'ne Yuruyorum...
Ankara'da...
15 Mayis Sali gunu....
Saat 10:30'da...
"Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" diyenlerle Meclisin karsisinda Akay'da bulusalim...
Selamlar
Aysen Eren '87
www.nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Thursday, May 10, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 1 Mayis
1 Mayis Isci Emekci Bayrami... Bugun yuruyusum Cumhuriyet Koyu'ne uzandi. Bir mermer iscisi ile birlikteyim. Mermere elleriyle, kalbiyle ruh veren dunyaca taninan heykeltras Mehmet Aksoy'u ziyaret ediyorum. Yemyesil bir bahceye serpistirilmis birbirinden etkileyici heykeller arasinda baslayan sohbetimiz Mehmet Bey'in hayat felsefesini yansitan bocek evinin icinde cicek acmis limon, mandaline agaclarinin altinda devam ediyor.
"Kibele- Doga ana iyi ve kotu cocuklarini koynunda tasir. Kotu cocuklarini gerekirse kendi elleriyle oldurur" diyor Mehmet Bey. Kuresel isinma felaketlerini boyle yorumluyor.
Konu nukleer enerjiye ve nukleer yasaya gelince "buyuk teknoloji ama cok riskli" diyor. Ne kadar guvenli oldugu iddia edilirse edilsin kaza riski var. Bu cok dusuk bir oranda olsa bile var. Var olan
birseyi yok saymak hata. Kaza riski buyuk tehlikeler doguruyor. Elektrik icin bu riski almak ve buyuk tehlikeleri goze almak yanlis. Bu kadar basit ve net bir mantik silsilesi ile acikliyor neden nukleer enerjiye karsi oldugunu. Nukleer yasaya karsi yuruyusumu destekliyor. Evreni, dunyayi, dogayi ve bunlarin ortasinda kafasi karisik insani simgeleyen heykeli onunde birlikte fotograf cekiniyoruz. Heykelinde kullandigi simgelerin 12 bin yillik oldugunu soyluyor. Bizim yani insanoglunun kafa karisikligi gecen binlerce yil icinde degismemis.. .
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
"Kibele- Doga ana iyi ve kotu cocuklarini koynunda tasir. Kotu cocuklarini gerekirse kendi elleriyle oldurur" diyor Mehmet Bey. Kuresel isinma felaketlerini boyle yorumluyor.
Konu nukleer enerjiye ve nukleer yasaya gelince "buyuk teknoloji ama cok riskli" diyor. Ne kadar guvenli oldugu iddia edilirse edilsin kaza riski var. Bu cok dusuk bir oranda olsa bile var. Var olan
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Monday, April 30, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 26 Nisan
Bugun Cernobil felaketinin 21. yildonumu. Istanbul'da bircok etkinlik duzenlendi. Herkes sokaklarda olacak. Ben 5 aydir Istanbul sokaklarinda "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum". Bugunu okuyarak ve dusunerek gecirmeye karar veriyorum. Elimde Cernobil faciasini yasayanlarla yapilan soylesilerle kaleme alinmis bir kitap var. Svetlana Aleksiyevic' in "Cernobil'den Sesler Bir Nukleer Felaketin Sozlu Tarihi" isimli kitabi. Kitabi ilk okumaya basladigimda sadece ilk 15 sayfasini okuyabildim. Felaket sonrasina yasananlari okurken hastalandim, kitaba daha fazla devam edemeyecegime karar verip biraktim. Bir sure sonra bir cesaret elime yeniden aldim ve bitirdim. Belarus halki Rusya'ya ve nukleer enerjiye oylesine guvenmis ki boyle bir felaketin olacagina ihtimal bile vermemisler. Ne buyuk gaflet! Gecen yillar icinde nukleer teknolojinin gelisip ilerledigini soyleyen ve bu buyuklukte bir nukleer kaza riskini cok az oldugunu iddia edenler hemen her ay gazetelere yansiyan nukleer kaza haberlerini okuyorlar mi? 2003 yılında toplanan Uluslararası Reaktör İşletmecileri Örgütü, son birkaç yıl içinde 8 büyük kaza riski yaşandığını açıkladı. Bu konuda ne diyorlar?
"Cernobil'den Sesler" kitabindan birkac alinti ekliyorum
"Bu topraklarda kalmaktan korkuyorum. Bana bir radyasyon cihazi verdiler, onunla ne yapacagim? Camasir yikiyorum, camasirlar sakiz gibi oluyor ama cihaz tikirdiyor. Yemek yapiyorum, turta pisiriyorum, yine tikirdiyor.. .."
"Eve donduk. Orada giydigim butun giysileri cikarip cope attim. Kasketimi kucuk ogluma verdim, onu cok istiyordu. Hep o kasketi giydi. İki yil sonra ogluma beyin tumoru teshisi koydular... Hikayenin sonunu siz de yazabilirsiniz. Artik konusmak istemiyorum. .." (Reaktorde cikan yangini sondurmeye giden itfaiye erlerinden biri)
"Radyasyon neye benzer? Hic gordunuz mu? Beyaz mi? Ne renk?"
"Kizim ve karimi hastaneye goturdum. Butun vucutlari kara beneklerle kaplanmisti. Benekler bir gorunuyor, bir yok oluyordu.... Bir odanin icerisinde yedi tane, kafasi kazinmis kiz cocugu dusunebiliyor musunuz? Hastanenin her odasinda onlardan yedi tane vardi.. Onu kapanin onune yatirdik. Neden sonra tabutu getirdiler. Kucuktu, buyukce bir oyuncak bebek kutusu kadar. Taniklik etmek istemiyorum. Kizim Cernobil nedeniyle oldu..."
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
"Bu topraklarda kalmaktan korkuyorum. Bana bir radyasyon cihazi verdiler, onunla ne yapacagim? Camasir yikiyorum, camasirlar sakiz gibi oluyor ama cihaz tikirdiyor. Yemek yapiyorum, turta pisiriyorum, yine tikirdiyor.. .."
"Eve donduk. Orada giydigim butun giysileri cikarip cope attim. Kasketimi kucuk ogluma verdim, onu cok istiyordu. Hep o kasketi giydi. İki yil sonra ogluma beyin tumoru teshisi koydular... Hikayenin sonunu siz de yazabilirsiniz. Artik konusmak istemiyorum. .." (Reaktorde cikan yangini sondurmeye giden itfaiye erlerinden biri)
"Radyasyon neye benzer? Hic gordunuz mu? Beyaz mi? Ne renk?"
"Kizim ve karimi hastaneye goturdum. Butun vucutlari kara beneklerle kaplanmisti. Benekler bir gorunuyor, bir yok oluyordu.... Bir odanin icerisinde yedi tane, kafasi kazinmis kiz cocugu dusunebiliyor musunuz? Hastanenin her odasinda onlardan yedi tane vardi.. Onu kapanin onune yatirdik. Neden sonra tabutu getirdiler. Kucuktu, buyukce bir oyuncak bebek kutusu kadar. Taniklik etmek istemiyorum. Kizim Cernobil nedeniyle oldu..."
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 21 Nisan
Bugun yuruyusun kisa, tanismalarin yogun oldugu birgun. Heinrich Boll Stiftung Dernegi 26 Nisan Cernobil faciasini yildonumu nedeniyle bir film gosterimi, fotograf sergisi acilisi ile paneller duzenledi. Katilmak icin Tutun deposundayim. Maryann De Leo ile yapilan "Cernobil Kalbi" isimli filmin soylesisine yetisiyorum. “Çernobil Kalbi“ Çernobil’deki nükleer reaktör kazasından 16 yıl sonra radyasyonun Beyaz Rusyalı çocuklar üzerindeki etkileri hakkında bir belgesel. Film, tahliye alanına yapılan bir yolculukla, Çernobil Nükleer Enerji Santrali’ne arabayla giderken başliyor ve radyasyonun ülkedeki hastaneler, kanser merkezleri, yetimhaneler ve çocukların yaşadıkları veya hastalık sebebiyle tedavi gördükleri akıl hastaneleri üzerindeki görünmez etkisiyle devam ediyor.

Ardından fotograf sanatcisi Christophe Bisson'un "Size 1 Dakika Verilecek!" isimli fotoğraf sergisinin acilisina ve soylesiye katiliyorum. Fotograflar, Çernobil kazasından hemen sonra tahliye edilen Pripyat şehrinin ve çevresinin felaketten nasıl etkilendiklerini anlatıyor. Alanın hala çok güzel ama insan aktivitesi neredeyse hiç kalmadığı için çok sessiz olduğunu söyleyen Bisson, kaza çok ani olduğu ve patlamadan sonra nükleer reaktöre temizlik için giden işçilere oluşan radyoaktiviteden etkilenmemeleri için sadece 1 dakika verildiği için sergisine “Size 1 Dakika Verilecek!” ismini vermiş. Pripyat sehri sakinlerinin hayati 1 dakika
icinde bir daha geri donulmez sekilde degismis...
Sergi sirasinda gazeteci İbrahim Gunel ile tanisiyorum. Kendisi cevre konularinda yaziyor. Yuruyusumu destekliyor ve birlikte destek fotografi cekiniyoruz.
Ardindan Paris'ten gelen Avrupa'daki anti-nukleer isimler arasinda en bilinen ve etkin olanlardan Mycle Schneider ile tanisiyorum. Kendisi uluslararasi nukleer politika danismanligi yapiyor ve nukleer santrallerle ilgili pekcok arastirma ve calismasi olmus. Bunlar kaynak olarak ben de kullaniyorum. Ferdi "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum" ilgilerini cekiyor!Maryann De Leo, Mycle Schneider ve Christophe Bisson ile destek fotografi cekiniyoruz.
Ardindan ODTU'den sayin Inci Hocam'a rastliyorum. Kendisi de benim yuruyusumu destekliyor. Christophe Bisson'un Pripyat fotograflari onunde hem kendisiyle hem Turk anti-nukleer grubun taninan simalari Ozgur Gurbuz, Oya Koca , Bahriye Sengun ile destek fotografi cekiniyorum. Isik yetersiz olunca fotograf bulanik cikmis ama onemli degil...
Bahriye Sengun'e KASDAV gonullulerince "Karadeniz Kanserden Oluyor! Durdurun!" kampanyasi icin toplanan imzalari teslim ediyorum.
Cernobil'in Yaralari Kanamaya Devam Ediyor. Benim de "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum" Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
Ardından fotograf sanatcisi Christophe Bisson'un "Size 1 Dakika Verilecek!" isimli fotoğraf sergisinin acilisina ve soylesiye katiliyorum. Fotograflar, Çernobil kazasından hemen sonra tahliye edilen Pripyat şehrinin ve çevresinin felaketten nasıl etkilendiklerini anlatıyor. Alanın hala çok güzel ama insan aktivitesi neredeyse hiç kalmadığı için çok sessiz olduğunu söyleyen Bisson, kaza çok ani olduğu ve patlamadan sonra nükleer reaktöre temizlik için giden işçilere oluşan radyoaktiviteden etkilenmemeleri için sadece 1 dakika verildiği için sergisine “Size 1 Dakika Verilecek!” ismini vermiş. Pripyat sehri sakinlerinin hayati 1 dakika
Sergi sirasinda gazeteci İbrahim Gunel ile tanisiyorum. Kendisi cevre konularinda yaziyor. Yuruyusumu destekliyor ve birlikte destek fotografi cekiniyoruz.
Ardindan Paris'ten gelen Avrupa'daki anti-nukleer isimler arasinda en bilinen ve etkin olanlardan Mycle Schneider ile tanisiyorum. Kendisi uluslararasi nukleer politika danismanligi yapiyor ve nukleer santrallerle ilgili pekcok arastirma ve calismasi olmus. Bunlar kaynak olarak ben de kullaniyorum. Ferdi "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum" ilgilerini cekiyor!Maryann De Leo, Mycle Schneider ve Christophe Bisson ile destek fotografi cekiniyoruz.
Ardindan ODTU'den sayin Inci Hocam'a rastliyorum. Kendisi de benim yuruyusumu destekliyor. Christophe Bisson'un Pripyat fotograflari onunde hem kendisiyle hem Turk anti-nukleer grubun taninan simalari Ozgur Gurbuz, Oya Koca , Bahriye Sengun ile destek fotografi cekiniyorum. Isik yetersiz olunca fotograf bulanik cikmis ama onemli degil...
Cernobil'in Yaralari Kanamaya Devam Ediyor. Benim de "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum" Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Tuesday, April 24, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 20 Nisan
KASDAV Feneryolu Gonulluleri 20 Nisan'da "Dunya Gunu" icin bir dizi etkinlik duzenlediler. Elektrik Muhendisleri Odasi Istanbul subesini "Cernobil" belgeselini gostermek, beni "Nukleer Santral Istemiyoruz"
baslikli Nisan 2006'da duzenlenen Sinop mitinginde cektigim fotograflari iceren saydam gosterimi sunmak ve "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum"u anlatmak icin davet ettiler. Dinleyicilere, 5 aydir suren kisisel eylemime neden basladigimi, nasil gelistigini, ne kadar surecegini aktariyorum. Sunum sonunda hos bir supriz yapiyorlar. Katilimimdan dolayi bana tesekkur plaketi veriyorlar. Acibadem Gonullulerinden Sabiha Hanim, Feneryolu Gonullulerinden Lerzan ve Defne Hanimlar (ismini alamadigim bir hanimda yer aliyor) ile destek fotografi cekiniyoruz. Bugun benim yasgunum. Aldigim en anlamli yasgunu hediyelerinden birisi bu. Duygularimi kendileriyle paylasinca bana bir supriz daha yapiyorlar.. .
"Karadeniz Kanserden Oluyor. Durdurun!" kampanyasi icin topladiklari imzalari teslim ediyorlar.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
"Karadeniz Kanserden Oluyor. Durdurun!" kampanyasi icin topladiklari imzalari teslim ediyorlar.
Dunya Gunu icin ilkogretim okullari arasi resim yarismasi duzenlemisler. Birinci olan Ayse Seniz Albayrak'in resmini cok begeniyorum. Dunyamizi tehdit eden bir diger sorunu, "kuresel isinma"yi cok guzel resmetmis. "Nukleer Santrallar ve Cernobil" konulu bir resim yarismasi duzenlense cocuklar neleri resmederler acaba?
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Sunday, April 22, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 17 Nisan
Hava serin ve gunesli. Keyifli bir Nisan yasiyoruz. 1. Levent'ten yurumeye basliyorum. Istanbul'un nezih, sik
bir semti ve yurumek cok keyifli. Akmerkez'in oraya cikip, Ulus'a dogru ilerliyorum. Is cikisi ve trafik cok yogun. Trafige karsi yuruyorum. Pahali arabalar yanimdan geciyor. Ben yururken, isiklarda beklerken, karsidan karsiya gecerken elimdeki mesaja gozleri takilanlan surucu, yolcu ve yayalarin agzi acik kaliyor. Kavrayamayan bakislarla bakiyorlar. Ne yaptigimi ve ne icin yaptigim pekcogu icin soru isareti. Nukleer santrallarin yaratacagi tehlikelerin onlara dokunmayacaðini mi saniyorlar acaba? diyorum. Nukleer herkesi oldurur! Hedefim Ulus'taki ODTU Tesisleri. 200'un ustunde Endustri Muhendisi
bulusacagiz bu aksam. Bu sene mezun olacak citir EM'ler taa Ankara'dan geldiler. Tesisin manzarasi muhtesem. Maliye'den kiralanmis. En son ziyaretinde Bakan Unakitan "Burayi size birakmam" demis. Mezunlar Dernegi "Biz de size birakmayiz" diye cevap vermis. Heryerde bir mucadeledir suruyor...
Bu sene mezun olacak citir dedigimiz genc Endustri Muhendisi adaylari "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum"de bana destek veriyorlar ve hep birlikte fotograf cekiniyoruz. Fotografcilar da fotografa dahil olmak istediklerinden ayni noktadan iki fotograf cekiniyoruz. Her ikisini de ekliyorum.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot. com/


Bu sene mezun olacak citir dedigimiz genc Endustri Muhendisi adaylari "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum"de bana destek veriyorlar ve hep birlikte fotograf cekiniyoruz. Fotografcilar da fotografa dahil olmak istediklerinden ayni noktadan iki fotograf cekiniyoruz. Her ikisini de ekliyorum.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot. com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Thursday, April 12, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 11 Nisan 2007
Bugun hava kapali ve yagmurlu. Ben yerin altindayim. Metroda "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum". Levent'te metroya binip Taksim'e kadar elimde mesajimla gidiyorum. Yuzlerde sasirmis, soru isaretleriyle dolu, saskin, anlamaya calisan, tam kavrayamayan, anlayip onaylayan biribirinden farkli ifadeler. Amacima ulasiyorum!
Aksanat'ta hem sanatci yonunu hem ozel hayatindaki cizgisini ve alcakgonullu kisiligini cok begendigim bale sanatcisi Zeynep Tanbay ile bulusuyorum. Cevre konularina, sosyal sorumluluk projelerine hep sicak
bakan ve destek olan bir sanatci. Sohbetimiz sonunda yaptigim yuruyusten bahsediyorum. Zeynep Tanbay da Turkiye'de nukleer santral yapilmasina karsi. Kendisine destek fotografi cekinebilir miyiz diye sordugumda beni kirmiyor. Toplum karsisina cikarken ozenli olmaya ayri onem veren her sanatci gibi "Bu sekilde mi?" diye soruyor. Sesinde hafif tedirginlik hisseder gibi oluyorum. Ama bana ve nukleer karsitlarina destek vermek icin birlikte poz veriyoruz. Zeynep Hanim en dogal haliyle, her zaman ve her kosulda zarif ve hos bir insan.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Aksanat'ta hem sanatci yonunu hem ozel hayatindaki cizgisini ve alcakgonullu kisiligini cok begendigim bale sanatcisi Zeynep Tanbay ile bulusuyorum. Cevre konularina, sosyal sorumluluk projelerine hep sicak
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 4 Nisan 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum 5inci ayini tamamlamak uzere. Istanbul sokaklarini arsinlamaya, elimdeki
mesaj ile insanlari sasirtmaya, dusundurmeye, tepkilerini dile getirmelerini saglamaya devam ediyorum. Bugun Kadikoy Belediyesi 1. Cocuk Senligi'ndeyim. Kadikoy Belediye binasinda baslayan yuruyusum, Kadikoy cadde ve sokaklari boyunca suruyor. Elimdeki kartonu farkedenler, okuyorlar, bana bakiyorlar, okuduklarini yuksek sesle tekrarliyorlar ve ardindan olumlu destekleyen sozler soyluyorlar. .. Vapur iskelesinde Besiktas vapurunu bekliyorum. Vapura biniyorum. Oturanlar dikkatlice mesaji ve beni inceliyorlar. Bu bir tepki, sesini duyurma eylemi. Aliskin degiller. Ilginc, cilgin geliyorum onlara. Bunu gozlerinden okuyorum. Ben cilginsam, "Nukleere Mecburuz" diyerek Turkiye'yi geri donulmez bir noktaya tasimaya calisan Enerji Bakani benden cilgin.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Saturday, March 24, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 17 Mart 2007
Yazmakta gecikiyorum ama yurumeye devam ediyorum...
Tam parklarda, sokaklarda gecirilecek piril piril bir bahar havasi. KASDAV
Feneryolu Gonullulerinin davetlisi olarak Goztepe Ozgurluk Parki'ndayim. Elimde mesajim yururken guzel havadan yararlanmak icin parka gelen Goztepe'liler mesaji ilgiyle okuyorlar. Gonullu evinde Defne ve Ayca Hanimlar ile Acibadem Gonullulerinden Saniye Hanim'la bulusuyoruz. Turkiye'nin enerji icin nukleer santrale ihtiyaci olmadigini dusunuyorlar ve yuruyusumu destekliyorlar. Karadeniz Fikir Kulubu'unu baslattigi "Karadeniz Kanserden Oluyor! Durdurun" imza kampanyasina destek olmak icin imza toplayacaklar. Dunya Cevre Gunu dolayisiyla 20 Nisan'da "Kuresel Isinma ve Nukleer Santraller" konulu bir etkinlik planliyorlar. Soylesi, konser organizasyonlari ile zenginlesecek olan etkinlik tum gun Ozgurluk Parki'nda gerceklesecek. "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum. Nukleer Oldurur." mesajini Defne Hanim'in oglu Yagiz tutmak istiyor ve hep birlikte destek fotografi cekiniyoruz.

Bir sonraki durak Kadikoy. Guzel havadan yararlanmak isteyenler ile "Irak'taki Isgale Karsi Kuresel Eylem" mitingi icin gelenlerle sokaklar ve rihtim cok kalabalik. Elimdeki mesaj cok ilgi goruyor. Insanlar farkediyorlar ve yuksek sesle okuyor, kendi kendilerine tekrarliyorlar. Miting kortejinde Ziraat Muhendisleri Odasi Istanbul Subesin'nden Yildirim Derya, Nuray Isik ve diger arkadaslarla birlikte yuruyoruz. Miting alaninda ta Izmir'den kalkip gelen ZMO Izmir Sube Yazmani Vezan Karabulut ile karsilasiyorum. Vezan ayni koltuk altinda birden cok karpuz tasiyabilenlerden. Bir taraftan mesaji destek amaciyla tutuyor, bir taraftan gelen telefonlara cevap veriyor, diger taraftan benimle sohbet ediyor.
Turkiye'de nukleer santral yapilmasini istemeyen binlerce, onbinlerce insanin Istanbul ve Turkiye'nin dortbir yaninda sehir meydanlarini doldurmasi "Nukleersiz Turkiye" diye bagirmasi dilegiyle bugunku yuruyusumu sonlandiriyorum.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Tam parklarda, sokaklarda gecirilecek piril piril bir bahar havasi. KASDAV
Bir sonraki durak Kadikoy. Guzel havadan yararlanmak isteyenler ile "Irak'taki Isgale Karsi Kuresel Eylem" mitingi icin gelenlerle sokaklar ve rihtim cok kalabalik. Elimdeki mesaj cok ilgi goruyor. Insanlar farkediyorlar ve yuksek sesle okuyor, kendi kendilerine tekrarliyorlar. Miting kortejinde Ziraat Muhendisleri Odasi Istanbul Subesin'nden Yildirim Derya, Nuray Isik ve diger arkadaslarla birlikte yuruyoruz. Miting alaninda ta Izmir'den kalkip gelen ZMO Izmir Sube Yazmani Vezan Karabulut ile karsilasiyorum. Vezan ayni koltuk altinda birden cok karpuz tasiyabilenlerden. Bir taraftan mesaji destek amaciyla tutuyor, bir taraftan gelen telefonlara cevap veriyor, diger taraftan benimle sohbet ediyor.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren '87
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Monday, March 12, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 11 Mart 2007
Arkadasim Sengul Ciftci panayirin gonullu fotografcisi. "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusumu" destekliyor. Yuruyelim demis ama bir turlu ayarlayamamistik. Cadir icinde ve disinda kisa ama anlamli bir yuruyus yapiyoruz :)
Yuruyusume Kadikoy carsida devam ediyorum. Balikcilar elimdeki mesaji okuyunca "Nukleer oldurur ama once surundurur" diyorlar. Aklima hemen "000358:Anna" geliyor...
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasa akarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Sunday, March 11, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 9 Mart 2007
Galata bolgesindeki Mueyyidzade Mahalle Muhtari Mehmet Er, Tomtom Mahalle Muhtari Dogan Veli Aferin ve Sahkulu Mahalle Muhtari Sayim Cavus'a ugramak icin Beyoglu'ndayim bugun. Cuma oglen saatleri Beyoglu'nun en kalabalik oldugu zamanlar. Taksim'den Galata'ya giden yok hincahinc insan dolu. Elimdeki mesaj cok ilgi goruyor.
Mehmet Bey buyuk bir ictenlikle karsiliyor beni. Gecen sefer ziyaretimde yerinde olmadigi icin tanisamadigim Tomtom Mahalle Muhtari Dogan Veli Bey ilebeni tanistiriyor ve "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusumu" ve Karadeniz Fikir Klubu'nun baslattigi "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" imza kampanyasini anlatiyor. Dogan Bey'in tepkisi sade ve sicak. Tebrik ediyor. Imza kampanyasi kagidini hemen cogaltiyorlar ve ilk imzayi kendileri atiyorlar. Dogan Bey'in esi Sevinc Hanim da imzaliyor. Imza toplamak icin mahallelerindeki okullara dilekce ornegini ve imza kagidini yollayacaklarini soyluyorlar. Yeniden gorusmek uzere kendilerine veda edip, Galata kulesinden Tunel'e dogru tirmanmaya basliyorum. Yolda bir dost yuzle karsilasiyorum. GDO'ya Hayir Platform'undan arkadasim Levent Gursel Alev. Levent yuruyusumu destekliyor ama bir turlu birlikte yuruyemedik, "bari destek fotograf cekinelim" diyor. Sahkulu Camii onunde "Nukleer Yasaya Karsi
Yuruyorum" mesaji ile poz veriyoruz. Sahkulu ozel bir tarihi sahsiyet ve Levent kisaca Sahkulu'nun isyanindan bahsediyor. "Umarim diyor burasi ugurlu gelir, birilerinin icinde bir kivilcim yanar ve senin gibi Sahkulu gibi isyan edip -Nukleer Yasaya KARSI Yurumeye- baslar." Bu dilegin gerceklesmesini umit ederek yoluma devam ediyorum. Taksim'e giderken bir dost yuz daha cikiyor karsima, Cansu. Kendisiyle bircok kez Galata'dan Ekolojik Pazar'a yuruduk. Beni gorunce sasiriyor, "ben yurumeye devam ediyorum" deyince, "yine yuruyelim" diyor..

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Sunday, March 04, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 4 Mart 2007
Yuruyus mekanim yine Goztepe Ozgurluk Parki. Bugun kizim bana eslik ediyor. Park girisinde avuc icinde ucmaya hazir bir guvercin heykeli var. Kimine gore barisi, bana gore sehirin sikismisligi icinde ozgur ve dogal yasama ozlemi simgeliyor. Onunde bir fotograf cekiniyoruz. Arkamizdaki buyuk bloklarin gri, yuksek siluetleri heykeli sikistiriyor gibi. Sevinc hanim 2-3 gun once yaptigimiz sohbetimizde "15 milyon insan bir arada yasar mi demisti?" Asiri kalabalik sehirleri, sagliksiz yasamayi, hava kirliligini, gurultu kirliligini sorgulamisti. Kalabalik sehirlerin enerji ihtiyacinin daha fazla oldugunu dusunuyordu. Daha daginik yasansa daha az enerji tuketilir mi diye sorduk kendi kendimize. Aklima benzer cikarimlari olan Murray Bookchin'in "Ekolojik Bir Topluma Dogru" kitabi geldi. Kentleri kanser hucresine benzetir. Enerjide insani olcegi onerir. Soyle der: "Kavranamayan endustriyel isletmelerden olusan sirketlerdeki devlesmenin yerini insanlarin kavrayabilecekleri ve kendi baslarina yonetebilecekleri kucuk birimlerin almasi gerektigidir. Iste o zaman - dogal kaynaklar-i kendi icinde irrasyonel ve anti-ekolojik bir toplumun taleplerine uygun olarak isletmeye cabalayan bir -cevreci- turunun, endustriyel burokratlarin ve politik teknokratlarin mudahalesine gerek kalmayacaktir. "
Kafamda bu dusuncelerle yuruyorum. Park Pazar gunu olmasina ragmen yagmurdan dolayi saniyorum, sakin. Elimdeki mesaji gorenlerin kaslari kalkiyor, okuyorlar ve saskin bir ifadeyle yuzume gulerek bakiyorlar. Belli ki eylemin boylesine hic aliskin degiller.
KASDAV Feneryolu gonullu toplantisinda Cevre komitesinde calisan Ayca ve Defne Hanimlarla tanisiyorum. "Nukleer santrallara neden hayir" ve "nukleer yasa" konusunda bir etkinlik yapalim diyerek sozlesiyoruz.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Kafamda bu dusuncelerle yuruyorum. Park Pazar gunu olmasina ragmen yagmurdan dolayi saniyorum, sakin. Elimdeki mesaji gorenlerin kaslari kalkiyor, okuyorlar ve saskin bir ifadeyle yuzume gulerek bakiyorlar. Belli ki eylemin boylesine hic aliskin degiller.
KASDAV Feneryolu gonullu toplantisinda Cevre komitesinde calisan Ayca ve Defne Hanimlarla tanisiyorum. "Nukleer santrallara neden hayir" ve "nukleer yasa" konusunda bir etkinlik yapalim diyerek sozlesiyoruz.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 28 Subat 2007
Havanin kararsiz kaldigi gunlerden birgun. Yagacak gibi ama yagmur yagmiyor. Bazen soguk esiyor, kar mi yagacak acaba diyorsunuz ama kar da yagmiyor. Halbuki 2 gun once gunluk guneslik bir hava vardi... Bugun rotam Goztepe Ozgurluk Parki. Amacim KASDAV Feneryolu Gonulluleri ile baglanti kurmak. Hava malesef pek park havasi degil. O yuzden park sakin. Elimde kartonum parka giriyorum, giriste tanimadigim bir bayanin guler yuzle, "bravo devam edin yuruyusunuze" demesiyle kendime geliyorum. Mesajim okunmus bile. Ozgurluk parki cok duzenli, tum erik agaclari cicek acmis. Yuruyus parkurlarinda elimde mesajim ile dolasiyorum. Yuruyus yapmak icin gelen emekliler ve okuldan kacan liseliler var. KASDAV (Kadikoy Belediyesi Saglik ve Sosyal Dayanisma Vakfi) Feneryolu Gonulluler evinde Sevinc hanim ile tanisiyorum. Yuruyusumu "Gazete Kadikoy"de okumus. Benden nasil gittigi konusunda bilgi aliyor. Nukleer santral yapilmasina karsi ve
eylemimi destekliyor. Karadeniz Fikir Klubu'nun baslattigi imza kampanyasindan bahsediyorum. Imza kampanyasina destek almam ve yuruyusumu anlatmam icin Pazar gunu yapacaklari gonullu toplantisina davet ediyor. Cok yasli, bilgili, aydin fikirli bir insan. Keyifli sohbetimizden sonra yanindan ayriliyorum. Okul kackini iki liseliye rastliyorum. Fotografimi cekmelerini rica ediyorum. Tuncay "nukleer santral" konusundan haberdar degil ama "aman kuresel isinma olmasin" diyor endiseyle... Kuresel isinma konusu basin ve televizyonlarda bu kadar yer bulunca herkesi tedirgin etmis belli. Herkes endiseli ama hickimse ne yapacagini bilmiyor!
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Tuesday, February 27, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 26 Subat 2007
Uskudar Dogancilardan basliyorum yurumeye. Uskudar carsi icinde dolasip bir dolmusa atliyorum ve Kadikoy'e geciyorum. Kadikoy carsidaki esnaf artik bana asina. Balikcilar "Bravo abla" diyorlar. Cogu Karadeniz'li, Cernobil'i, kanseri iyi biliyorlar. Pekcogunun bu konuda kanayan yarasi var belki de... Rotam carsidan altiyola uzaniyor. Oradan Fenerbahce'ye yuruyorum. Bagdat Caddesine cikip Feneryolu'na devam ediyorum. Amacim Gazate Kadikoy'e ugramak ve merhaba demek. Yazi islerim muduru Salman Bey ve Lale
Hanim'a "Ben hala yuruyorum" diyorum, gulerek beni misafir ediyorlar. Hava cok soguk. Sicak bir cay hem isitiyor hem yorgunlugumu aliyor. BACEP Antalya toplantisindan ve Antalya'daki orman kiyimindan bahsediyorum. Salman Bey gazete icin bir yazi istiyor. Sohbetimize kulak misafiri olan Yalcin Akcay ile tanisiyorum. Yalcin bey emekli tiyatrocu su an TV dizilerinde oynuyor (Beyaz Gelincik). "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum" ilgisini cekiyor ve destekliyor. Karadeniz Fikir Klubunun baslattigi "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" imza kampanyasindan bahsediyorum. Yalcin Bey bana parlak fikirler veriyor. Ardindan gazetenin sevimli binasinin disinda Lale Hanim ve Yalcin Bey ile destek fotografi cekiniyoruz.
Bagdat Caddesinden Ozgurluk Parki uzerinden Minibus Caddesine cikiyorum. Marmara Universitesi civarinda yuruyorum. Yolum uzerindeki dis laboratuvarinda sira beklerken, elimdeki "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" mesajini goren bir bayanin merakli bakislarini yakalayinca eylemimden bahsediyorum. Ayse hanim cocuklu bir ev hanimi. "Daha dun aksam evde bu konuda konustuk. Oglum 'ya elektriksiz kalirsak' dedi. Ben de 'O zaman tasarruf ederiz' dedim" diye anlatiyor. Evet ilk adim tasarruf. Enerji bir kaynak. Hicbir kaynak sonsuz degil. "Istanbul'da su isitmak icin neden hic gunes enerjisi paneli kullanilmiyor? " diyorum. Ayse hanim evler birbirine yakin oldugu icin bunun mumkun olmayacagini dusunuyor. "Catilara yerlestirilen paneller suyu kaynatmasa iliklastirsa enerjiye ne kadar az para oderiz?" diye sorunca kaslarini kaldiriyor. Elektrigi devlet bize satiyor. Talebin azalmasi isine gelir mi?
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek....
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Bagdat Caddesinden Ozgurluk Parki uzerinden Minibus Caddesine cikiyorum. Marmara Universitesi civarinda yuruyorum. Yolum uzerindeki dis laboratuvarinda sira beklerken, elimdeki "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" mesajini goren bir bayanin merakli bakislarini yakalayinca eylemimden bahsediyorum. Ayse hanim cocuklu bir ev hanimi. "Daha dun aksam evde bu konuda konustuk. Oglum 'ya elektriksiz kalirsak' dedi. Ben de 'O zaman tasarruf ederiz' dedim" diye anlatiyor. Evet ilk adim tasarruf. Enerji bir kaynak. Hicbir kaynak sonsuz degil. "Istanbul'da su isitmak icin neden hic gunes enerjisi paneli kullanilmiyor? " diyorum. Ayse hanim evler birbirine yakin oldugu icin bunun mumkun olmayacagini dusunuyor. "Catilara yerlestirilen paneller suyu kaynatmasa iliklastirsa enerjiye ne kadar az para oderiz?" diye sorunca kaslarini kaldiriyor. Elektrigi devlet bize satiyor. Talebin azalmasi isine gelir mi?
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek....
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 24 Subat 2007 - Bursa'da
DOGADER Doga ve Cevre Koruma Dernegi Bursa'da yerlesik bir sivil toplum kurulusu. Cevre koruma, organik tarim gibi konularda aktifler ayrica fotografcilik, dagcilik, yuruyus etkinlikleri yapiyorlar. Bugun DOGADER'in davetlisi olarak Timur Danis'le Bursa'dayim. "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusumu", neden, nasil baslayip ne kadar surecegini anlatacagim. Yururken tanistigim insanlarla ilgili ilginc olaylari, tartisilan konulari, yapilan sohbetleri paylasacagim, nukleer yasa gundemi nasil gelisiyor aktaracagim. Timur Danis 20 yillik "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusunu" anlatiyor. Kat edilen uzun mesafeler, destek olan onlarca, yuzlerce insan,
Akkuyu, Sinop maceralari, koylulerin eylemleri... Ardindan 2006 yilinda imza kampanyasi, insan zinciri ve Sinop miting'inde cektigim fotograflardan derledigim "Turkiye'de Nukleer Santral Istemiyoruz! " baslikli saydam gosterisini izliyoruz ve ben deneyimlerimi paylasiyorum. Kalabalik bir grup ve ilgiyle dinliyorlar. Sorulara geciyoruz. Izleyicilerden bir bey, ruzgar, gunes gibi alternatif enerji kaynaklarinin surekli enerji saglayip saglayamadigini soruyor. Enerjiyi tek bir kaynaktan elde edersiniz sureklilik sorunu yasarsiniz ama enerji kaynaklarinizi cesitlendirirseniz bu riskiniz olmaz. Enerji dagitim sistemlerindeki kacaklardan bahsediyoruz. Dinleyenlerden bir baska bey, "Sadece kacaklarin engellenmesiyle kayip edilmeyecek enerjinin 3 nukleer santralden saglanacak enerjiye esit oldugunu okudugunu" soyluyor. Dinleyenlerle bir hatira fotografi cekiniyoruz. Cocuklar "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" kartonunu tasimak istiyorlar. Buyuk bir mutlulukla.. .
DOGADER "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" kampanyasina destek verecegini soyledi.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/

DOGADER "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" kampanyasina destek verecegini soyledi.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Thursday, February 22, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 22 Subat 2007 - Basin Aciklamasi ve Muhtarlardan Destek
Dun 22 Subat'ta Nukleer Yasa'nin Sanayi, Ticaret ve Enerji komisyonunda gorusulecegi bilgisini aldik. Tepkimizi gostermek icin Timur Danis ile yasa komisyonda gorusulurken saat 11:00'de Galatasaray Lisesi onunde basin aciklamasi yapmaya karar verdik. Basin aciklamasini yaparken Baris Gencer Baykan, Banu Dokmecibasi, Deniz Guman bizimle birlikte idi. Basin aciklama metnini asagida bulabilirsiniz. Sonra Galata kulesine dogru "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyus" yaptik.
Galata'da yasayan okul arkadasim Cem Tuzun vasitasiyla, Mueyyiyzade Mahalle Muhtari Mehmet Er, Hacimimi Mahalle Muhtari Omer Faruk Akyuz, Sahkulu Mahalle Muhtari Seyim Cavus ile tanistim. Kendilerine nukleer santraller, nukleer yasa ve yapmakta oldugum eylem hakkinda bilgi verdim. Su isitma icin 15 milyonluk Istanbul'da neden gunes enerjisi kullanilmiyor diye sordugumda Mehmet Bey, "Haklisiniz. Dogu'da soguk memleketlerde bile su isitmak icin gunes enerjisi kullaniliyor. En kapali havalarda bile ilik da olsa su isiniyormus. " dedi. Omer Faruk Bey "Bulutlu havalarda bile suyu isitiyormus" diyerek konusmaya katildi. 15 milyonluk bir sehirde sadece su isitmak icin ne kadar elektrik, dogalgaz, tup, komur, odun harcaniyor? Bir sefer para verip alinacak gunes panelleri ile bedava su isitmak varken! 15 milyonluk bir sehir sadece su isitmak icin gunes enerjisini kullansa,
-- halk, elektrik, dogalgaz, tup, komur ve oduna ne kadar daha az para harcar?
-- elektrik, dogalgaz, tup, komur, odun satanlarin zarari ne kadar olur?
-- havaya ne kadar CO2 gazi daha az salinir?
Muhtarlara Karadeniz'deki yuksek kanser oranindan, yogun olarak gorulen kan kanseri ve tiroid kanser vakalarindan bahsettim ve Karadeniz Fikir Klubu tarafindan baslatilan "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" imza kampanyasi icin destek istedim. Ucu de halkin yararina olan bu kampanyaya destek vereceklerini, hem muhtarlik hizmetleri icin gelen mahalle sakinlerinden imza alacaklarini hem de mahallelerindeki okul vs gib yerlere ulasip oralardan da imza toplamaya calisacaklarini soylediler :)
Ardindan hep birlikte "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" destek fotografi cekindik.

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
22 subat 2007
BASIN DUYURUSU
Bugün saat 10:00’da Nükleer Yasa Enerji Komisyonunda görüSülmeye baSlandİ. Komisyon üyelerine sesleniyorum:
NÜKLEER ENERJI YERINE TEMIZ VE YENILENEBILIR ENERJI ISTIYORUZ.
ÇÜNKÜ HASTALIK, ÖLÜM DEGIL YASANABILIR BIR DÜNYA ISTIYORUZ.
Türkiye’nin günes enerjisi potansiyeli, 2000 yili birincil enerji tüketiminin 900 katidir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi’nca hazirlanan Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlasina göre Türkiye, varolan rüzgar enerjisi potansiyelinin sadece %0.8’ini kullanmaktadir.
Türkiye hidrolik enerji potansiyelinin %35’ini kullanmaktadir.
Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyeli vardir.
Türkiye’nin dalga enerji potansiyeli vardir.
Nükleer enerji çözüm degil sorundur.
Komisyonun çözüm degil sorun olan “Nükleer Yasa” degil, “Yapilarda Günes Enerjisi Kullanimi Yasasi” üzerinde çalismasini istiyoruz.
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Basin Duyurusu
Tarih: 22 Subat 2007, Persembe
Saat: 11:00
Yer: Galatasaray Lisesi Önü
Galata'da yasayan okul arkadasim Cem Tuzun vasitasiyla, Mueyyiyzade Mahalle Muhtari Mehmet Er, Hacimimi Mahalle Muhtari Omer Faruk Akyuz, Sahkulu Mahalle Muhtari Seyim Cavus ile tanistim. Kendilerine nukleer santraller, nukleer yasa ve yapmakta oldugum eylem hakkinda bilgi verdim. Su isitma icin 15 milyonluk Istanbul'da neden gunes enerjisi kullanilmiyor diye sordugumda Mehmet Bey, "Haklisiniz. Dogu'da soguk memleketlerde bile su isitmak icin gunes enerjisi kullaniliyor. En kapali havalarda bile ilik da olsa su isiniyormus. " dedi. Omer Faruk Bey "Bulutlu havalarda bile suyu isitiyormus" diyerek konusmaya katildi. 15 milyonluk bir sehirde sadece su isitmak icin ne kadar elektrik, dogalgaz, tup, komur, odun harcaniyor? Bir sefer para verip alinacak gunes panelleri ile bedava su isitmak varken! 15 milyonluk bir sehir sadece su isitmak icin gunes enerjisini kullansa,
-- halk, elektrik, dogalgaz, tup, komur ve oduna ne kadar daha az para harcar?
-- elektrik, dogalgaz, tup, komur, odun satanlarin zarari ne kadar olur?
-- havaya ne kadar CO2 gazi daha az salinir?
Muhtarlara Karadeniz'deki yuksek kanser oranindan, yogun olarak gorulen kan kanseri ve tiroid kanser vakalarindan bahsettim ve Karadeniz Fikir Klubu tarafindan baslatilan "Karadeniz Kanserden Oluyor, Durdurun!" imza kampanyasi icin destek istedim. Ucu de halkin yararina olan bu kampanyaya destek vereceklerini, hem muhtarlik hizmetleri icin gelen mahalle sakinlerinden imza alacaklarini hem de mahallelerindeki okul vs gib yerlere ulasip oralardan da imza toplamaya calisacaklarini soylediler :)
Ardindan hep birlikte "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" destek fotografi cekindik.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
22 subat 2007
BASIN DUYURUSU
Bugün saat 10:00’da Nükleer Yasa Enerji Komisyonunda görüSülmeye baSlandİ. Komisyon üyelerine sesleniyorum:
NÜKLEER ENERJI YERINE TEMIZ VE YENILENEBILIR ENERJI ISTIYORUZ.
ÇÜNKÜ HASTALIK, ÖLÜM DEGIL YASANABILIR BIR DÜNYA ISTIYORUZ.
Türkiye’nin günes enerjisi potansiyeli, 2000 yili birincil enerji tüketiminin 900 katidir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi’nca hazirlanan Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlasina göre Türkiye, varolan rüzgar enerjisi potansiyelinin sadece %0.8’ini kullanmaktadir.
Türkiye hidrolik enerji potansiyelinin %35’ini kullanmaktadir.
Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyeli vardir.
Türkiye’nin dalga enerji potansiyeli vardir.
Nükleer enerji çözüm degil sorundur.
Komisyonun çözüm degil sorun olan “Nükleer Yasa” degil, “Yapilarda Günes Enerjisi Kullanimi Yasasi” üzerinde çalismasini istiyoruz.
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Basin Duyurusu
Tarih: 22 Subat 2007, Persembe
Saat: 11:00
Yer: Galatasaray Lisesi Önü
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 21 Subat 2007
Bugun Ziraat Muhendisleri Odasi Istanbul Subesi'nin duzenledigi "Kuresel Isinma ve Tarim" konulu bir sunus var. Boylece "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum"un rotasi Goztepe - Caddebostan - Goztepe olarak belirlenmis oluyor. Salon tiklim tiklim dolu. Bunun konunun ilgincligi ve guncelliginden dolayi oldugunu saniyorum. Konuk tarimsal meteroloji konusunda Turkiye'nin nadir uzmanlarindan Prof. Dr. Levent Saylan. Prof. Saylan ITU Meteroloji Bolumunde Ogretim Uyesi. Sunumdan kisa notlar:
Sanayilesme devrimi sonrasinda insan kaynakli nedenlerle CO2 artti.
CO2'yi ormanlar ve tarim alanlari emiyor. Bu nedenle orman ve tarim alanlari kesinlikle kayip edilmemeli.
Biomass olcumu duzenli ve surekli olarak Turkiye'de yapilmiyor. Duzenli kayit yok. Dolayisiyla veri tabani yok. Acil olarak bilgiler toplanip, saklanmaya baslanmali. Kyoto protokolune gore CO2'nin ne kadar stoklandiginin uluslararasi kabul goren bir teknikle olculmesi gerekiyor.
Model calismalarina gore kis yagislarinda batida azalma, sonbahar yagislarinda Karadeniz'de artma olacak, yaz sicakligi ege ve marmara'da artacak.
Cok soguk kislar, cok sicak yazlar yasanacak. Yagislar ya cok az veya cok fazla olacak.
Bitkilerde isi stresi bekleniyor.
3 Bakan'in 3 Subat tarihinde kuresel isinma ile ilgili yaptigi toplanti sonrasinda kuraklik icin koordinasyon merkezi kurulmasina karar verildi. Sorun sadece kuraklik degil. Daha genis kapsamli iklim degisikligi icin bir koordinasyon merkezi kurulmali ve bu calismalara universiteler dahil edilmeli.
Toplanti sonrasinda ZMO Istanbul Sube baskani Ahmet Atalik, Yardimci Baskan Yildirim Derya ve diger ziraat muhendisi arkadaslarla "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" destek fotografi cekindik.
Donus yolunda favori firinim Tarihi Safranbolu Firini'na ugradim. Tezgahtar kizlar beni gulerek karsiladilar. "Abla, internete bizi yazmissin." dediler. Abileri blogu ziyaret etmis, yazilari okumus. Cok memnun olmuslar. "Yurumeye, anlatmaya devam et. Sesin yeterince duyulmazsa yanindayiz" dediler. Aldigim tuzsuz kepekli ekmek baldan tatli oldu. Abileri "Size kolay gelsin" diyerek beni ugurladi.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 18 Subat 07 - Doyran Karagur Goleti
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 17 Subat 2007 - Doyran'da
Doyran Beldesi Antalya merkeze 15 dakika uzaklikta, Bey daglarinin eteklerinde, muthis manzarali, orman icinde bir yerleske. Doyran halkinin basi "Maden Yasasi" ile dertte. Ben nasil "Nukleer Yasaya" karsi (ferdi) eylem yapiyorsam Doyranlilar da cevreci sivil toplum kuruluslari ve bazi siyasi partilerin destegi ile 2004 yilinda degistirilen "Maden Yasasi" ile mesruluk kazanip ormanlarinin talanina neden olan tas ocaklarina karsi eylem yapiyorlar. BACEP (Bati Akdeniz Cevre Platformu) tarafindan duzenlenen
KÜRESEL ISINMANIN VURMAK ÜZERE OLDUGU 21 YÜZYILDA; DOYRAN’DA TAS OCAKLARI, BELEK’TE GOLF SAHALARI VE TÜRKIYE’DE NÜKLEER YASA KÖTÜRÜMLÜGÜ
baslikli toplantida sorunlu olan "Maden Yasasi", "Petrol Yasasi", "Nukleer Yasa" ve "Tohumculuk Yasasi" konusuldu. Koyluler tas olmayan ormanlarinda 9 tas ocagi isletme lisansi verilmesine ve agac kesimine tepkilerini dile getirdiler. Diger orman koylerinde benzer senaryolarin yasandigi anlatildi. Kursunlu koyunden gelen koyluler ayni sorunu yasadiklarini soylediler ve cevreci kuruluslarin yardimini istediler.
"Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" eylemimi anlattigim sunum ilgi ile dinlendi. Sunum sonunda Kursunlu koyunden gelen Bayram Karagoz "Abla seni destekliyorum" dedi ve benimle fotograf cekinmek istedi. Daha sonra katilimcilardan bir grup ve koyluler ile "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" destek fotografi cekindik.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum devam edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
KÜRESEL ISINMANIN VURMAK ÜZERE OLDUGU 21 YÜZYILDA; DOYRAN’DA TAS OCAKLARI, BELEK’TE GOLF SAHALARI VE TÜRKIYE’DE NÜKLEER YASA KÖTÜRÜMLÜGÜ
"Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" eylemimi anlattigim sunum ilgi ile dinlendi. Sunum sonunda Kursunlu koyunden gelen Bayram Karagoz "Abla seni destekliyorum" dedi ve benimle fotograf cekinmek istedi. Daha sonra katilimcilardan bir grup ve koyluler ile "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" destek fotografi cekindik.
Selamlar,
Aysen Eren
Labels:
anti-nuclear,
turkey,
turkiye
Wednesday, February 14, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 10 Subat 2007
Kuremiz isiniyor. Gelecek icin yazilan senaryolardan korkmaya basladik. Enerji kullaniyoruz, enerji uretmek icin kullandigimiz yontemler yanlis oldugu icin dunyamizi isitiyoruz. Enerji kullanmaya devam edecegiz ama iki konuda dikkatli olmamiz gerekecek. Enerjiyi dusunerek, israf etmeden kullanmak ve enerji uretmek icin temiz ve yenilenebilir kaynaklari devreye almak.
Nukleer enerji taraftarlarinca nukleer enerji dunyamizi kuresel isinmaya karsi koruyacak olan "temiz" enerji olarak tanitilmaya baslayinca Timur Danis ile bu konuda bir basin aciklamasi yapalim dedik. Mekan Galatasaray Lisesi onu. Saat 10:30. 2 haber ajansi geldi. Timur Danis, 3 bakanin haftabasinda kuresel isinma icin toplanip "halkimiz daha dikkatli olsun" mesajini elestirdi. Kuresel isinmayi durdurmak icin "Devlet ve Sanayi" ne yapacak? diye sorguladi. Ben karbondioksit salinimini azaltacagiz derken radyasyon salinimini artirmak cozum degildir dedim. Basin aciklamami asagida gonderiyorum.
Ardindan klasik Cumartesi gunu yuruyus rotamizi takip ederek Sisli Organik Pazari'na yuruduk. Bu hafta niyetim Haci Bey'in pazardaki yerine ugramak, kendisiyle tanismak. Haci Bey Gaziantep'li bir ciftci. Organik tarim yapiyor. Esiyle pazarda ziyaretcilere gozleme ve yoresel ev yemekleri ikram ediyor. Gel misafirim ol dedi bir turlu gidememistim. Haci Bey, esi Inci Hanim ve ogullari ile tanisiyorum, Inci hanimin nefis yemekleri ile agirlaniyorum. Sohbet "nukleer yasa" ile basliyor "organik tarim" ve "tohum" ile devam ediyor. Yemek yiyen Ayse ve Filiz hanimlar da butun bu konularla ilgililer. Encok benim eylemim ilgilerini cekiyor. "Nasil" diye soruyorlar. Kartonumu gosteriyorum. Her ikisi de halkimizin tepki verme ve harekete gecme konusunda yavas oldugunu soyluyor. Burada biraz ozelestiri de var tabii. Haci Bey kartonu alip tezgahin uzerine
yerlestiriyor, gulerek "buraya cok yakisti" diyor. Ve tabii bana yeni bir karton hazirlamak dusuyor. Elimde 3 aydir dolastirdigim karton artik yeni sahibinin.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
10 Şubat 2007
BASIN DUYURUSU
KÜRESEL ISINMANIN ÇARESİ NÜKLEER SANTRALLER DEĞİLDİR.
Azalan yağışlar, kuruyan su kaynakları, yoğun yağışların neden olduğu seller ve toprak kaymaları, gündüz ile gece arasındaki ısı farkının artması, havaların mevsim normallerinin üstünde seyretmesine dair haberleri okuyor, bir kısmını bizzat yaşıyoruz. 20 yıldır bilim insanları tarafından tartışılan küresel ısınma ve bunun sonucu olan iklim değişikliği geleceğe değil günümüze ait gerçekler oldu. Küresel ısınmanın yaratacağı felaket senaryoları hepimizi ürkütüyor.
Yaşanan ve yaşanacak olan değişimler hepimizin hayatını etkileyecek. Küresel ısınmayı yavaşlatmak ve durdurmak için sera gazlarının atmosfere salınımının azaltılması zorunlu.
Nükleer enerji taraftarlarınca, sera gazı açığa çıkarmadıkları iddia edilen nükleer santraller “küresel ısınmaya karşı en doğru enerji kaynağı” olarak tanıtılmaya başlandı. Küresel ısınmanın engellenmesi için nükleer santrallerin yapılması gerektiği söyleniyor. Türkiye’de nükleer santral kurulması ve dünyada nükleer santral sayısının 10 katına çıkarılması üzerine planlar yapılıyor.
Nükleer santral sayısı 10 katına çıkarsa,
· Nükleer kaza riski,
· Radyasyon salınım hacmi,
· Ürettikleri bertarafı mümkün olmayan ve onbinlerce yıl insanlığı tehdit edecek olan çok tehlikeli nükleer atık hacmi,
· Terörist intihar saldırılarına kolay hedef olma riski,
· Hammadde olan uranyumun işlenip taşınması sırasında yoğun karbondioksit salınım hacmi de
10 katına çıkar. Nükleer santraller çözüm değil sorun üretirler. Bu nedenle, iklim değişikliği sorununun çözümünde yer alamazlar.
Küresel ısınmayı durdurmak için az enerji tüketmeli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretmeliyiz.
Uygulama için önce siyasi irade sonra halkımızın desteği gerekmektedir.
Sera gazı salınımını azaltmak için radyasyon salınımını artırmak kabul edilir bir çözüm değildir. Küresel ısınma kolera ise nükleer santraller vebadır. Her ikisi de öldürür.
Ayşen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
Basın Duyurusu
Tarih: 10 Şubat 2007, Cumartesi
Saat: 10:30
Yer: Galatasaray Lisesi Önü
Nukleer enerji taraftarlarinca nukleer enerji dunyamizi kuresel isinmaya karsi koruyacak olan "temiz" enerji olarak tanitilmaya baslayinca Timur Danis ile bu konuda bir basin aciklamasi yapalim dedik. Mekan Galatasaray Lisesi onu. Saat 10:30. 2 haber ajansi geldi. Timur Danis, 3 bakanin haftabasinda kuresel isinma icin toplanip "halkimiz daha dikkatli olsun" mesajini elestirdi. Kuresel isinmayi durdurmak icin "Devlet ve Sanayi" ne yapacak? diye sorguladi. Ben karbondioksit salinimini azaltacagiz derken radyasyon salinimini artirmak cozum degildir dedim. Basin aciklamami asagida gonderiyorum.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Aysen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
10 Şubat 2007
BASIN DUYURUSU
KÜRESEL ISINMANIN ÇARESİ NÜKLEER SANTRALLER DEĞİLDİR.
Azalan yağışlar, kuruyan su kaynakları, yoğun yağışların neden olduğu seller ve toprak kaymaları, gündüz ile gece arasındaki ısı farkının artması, havaların mevsim normallerinin üstünde seyretmesine dair haberleri okuyor, bir kısmını bizzat yaşıyoruz. 20 yıldır bilim insanları tarafından tartışılan küresel ısınma ve bunun sonucu olan iklim değişikliği geleceğe değil günümüze ait gerçekler oldu. Küresel ısınmanın yaratacağı felaket senaryoları hepimizi ürkütüyor.
Yaşanan ve yaşanacak olan değişimler hepimizin hayatını etkileyecek. Küresel ısınmayı yavaşlatmak ve durdurmak için sera gazlarının atmosfere salınımının azaltılması zorunlu.
Nükleer enerji taraftarlarınca, sera gazı açığa çıkarmadıkları iddia edilen nükleer santraller “küresel ısınmaya karşı en doğru enerji kaynağı” olarak tanıtılmaya başlandı. Küresel ısınmanın engellenmesi için nükleer santrallerin yapılması gerektiği söyleniyor. Türkiye’de nükleer santral kurulması ve dünyada nükleer santral sayısının 10 katına çıkarılması üzerine planlar yapılıyor.
Nükleer santral sayısı 10 katına çıkarsa,
· Nükleer kaza riski,
· Radyasyon salınım hacmi,
· Ürettikleri bertarafı mümkün olmayan ve onbinlerce yıl insanlığı tehdit edecek olan çok tehlikeli nükleer atık hacmi,
· Terörist intihar saldırılarına kolay hedef olma riski,
· Hammadde olan uranyumun işlenip taşınması sırasında yoğun karbondioksit salınım hacmi de
10 katına çıkar. Nükleer santraller çözüm değil sorun üretirler. Bu nedenle, iklim değişikliği sorununun çözümünde yer alamazlar.
Küresel ısınmayı durdurmak için az enerji tüketmeli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretmeliyiz.
Uygulama için önce siyasi irade sonra halkımızın desteği gerekmektedir.
Sera gazı salınımını azaltmak için radyasyon salınımını artırmak kabul edilir bir çözüm değildir. Küresel ısınma kolera ise nükleer santraller vebadır. Her ikisi de öldürür.
Ayşen Eren
http://nukleeryasay akarsiyuruyorum. blogspot. com/
Basın Duyurusu
Tarih: 10 Şubat 2007, Cumartesi
Saat: 10:30
Yer: Galatasaray Lisesi Önü
Labels:
anti-nuclear,
istanbul,
turkey,
turkiye
Wednesday, February 07, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum Cocuk Sarkisi - 07 Subat 2007
Dostlar ve cocuklari ile birlikte. Bugun ceyrek yuzyillik arkadasim (valla bu kadar olmus :)) Cigdem ve oglu
Dersu ile "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyoruz". Mekan Siraselviler, Istiklal Caddesi, Tarlabasi, ara sokaklar... Siraselvilerden Istiklal Caddesine cikiyoruz. Cadde her zamanki gibi inanilmaz kalabalik. Bir insan seline takilip suruklenircesine Tunel'e dogru ilerliyoruz. Dersu yorulup acikinca bir dost mekana ugruyoruz. Mihrimah Sultan Cafe. Cafe'nin sahibi Mihrimah hanim GDO'ya Hayir Platform'undan arkadasim. Nukleer yasaya ve Turkiye'ye nukleer santral yapilmasina karsi. Cigdem sagima, Mihrimah soluma geciyor ve Dersu fotografimizi cekiyor.
Elimdeki mesaji gorunce Dersu "Bu nicin uyakli degil diyor?". "Nasil yani?" Uyakli bir mesaj yazmak hic aklima gelmemisti. Ben "Nasil olabilir?" deyince, benden "nukleer yasa, nukleer santrallarin zarari hakkinda bilgi istiyor" ve sonra...
"Nukleer Yasa oldurur,
Hayati sondurur,
Nukleer Yasaya karsi olalim,
Hayatlari kurtaralim
Bu nukleer gazi bu zehirli maddeyi durduralim,
Umutlari artiralim.
Dogal enerjiye ulasalim,
Gunese, buluta, agaca bunlarin hepsi
Sizin yardiminizla. "
Simdiki cocuklar bir harika. Dersu bir harika!
Bununla da kalmiyor, bir beste yapiyor. 5 dakika icinde!!!
Izlemek isteyenler.. ..
http://www.youtube. com/watch? v=zsPFjvm9tW0
Böylece "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" cocuk sarkisi bestelenmis oluyor :)
Istiklal Caddesinden Tarlabasi'na cikiyoruz. Fotograf Merkezinde unlu fotograf sanatcisi Sebastiago Solgado'nun sergisi var. Sergiye ugruyor, unlu fotografcinin Hindistan'da calisan sinifi goruntuledigi etkileyici karelere bakiyoruz.
Tarlabasi'ndan tekrar Siraselvilere gecip yuruyusumuz noktaliyoruz.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Ayşen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Elimdeki mesaji gorunce Dersu "Bu nicin uyakli degil diyor?". "Nasil yani?" Uyakli bir mesaj yazmak hic aklima gelmemisti. Ben "Nasil olabilir?" deyince, benden "nukleer yasa, nukleer santrallarin zarari hakkinda bilgi istiyor" ve sonra...
Hayati sondurur,
Nukleer Yasaya karsi olalim,
Hayatlari kurtaralim
Bu nukleer gazi bu zehirli maddeyi durduralim,
Umutlari artiralim.
Dogal enerjiye ulasalim,
Gunese, buluta, agaca bunlarin hepsi
Sizin yardiminizla. "
Simdiki cocuklar bir harika. Dersu bir harika!
Bununla da kalmiyor, bir beste yapiyor. 5 dakika icinde!!!
Izlemek isteyenler.. ..
http://www.youtube. com/watch? v=zsPFjvm9tW0
Böylece "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum" cocuk sarkisi bestelenmis oluyor :)
Istiklal Caddesinden Tarlabasi'na cikiyoruz. Fotograf Merkezinde unlu fotograf sanatcisi Sebastiago Solgado'nun sergisi var. Sergiye ugruyor, unlu fotografcinin Hindistan'da calisan sinifi goruntuledigi etkileyici karelere bakiyoruz.
Tarlabasi'ndan tekrar Siraselvilere gecip yuruyusumuz noktaliyoruz.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Ayşen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Labels:
anti-nuclear,
istanbul,
turkiye
Tuesday, February 06, 2007
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum- Bugday Dergisinde
Bugday Dergisi'nin Ocak - Subat 2007 sayisinda "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum!" baslikli yazim yayinlandi.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Ayşen Eren
http://nukleeryasayakarsiyuruyorum.blogspot.com/
Aşık Veysel’in söylediği gibi uzun, ince bir yolda yürüyorum. Bazen tek başına bazen destekçi dostlarla birlikte. Elimde “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyorum” yazan basit bir karton taşıyarak. Huzur ve barış içinde İstanbul’un farklı semtlerinde, meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında yürüyorum. Yürüme eylemi varış noktası odaklıdır. Yürümeye başladığınızda nereye gideceğinizi bilirsiniz. Benim yürürken böyle bir hedefim yok. Meclis’te büyük olasılıkla Aralık 2006’da görüşülmeye başlanacak olan Nükleer Yasa’yı protesto etmek için “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyorum”.
Türkiye’ye nükleer santral yapımı için düğmeye basan hükümet “Nükleer Yasa” ile bu çalışmalarına yasal ve hukuksal bir zemin hazırlamaya çalışıyor. Yasa mecliste onaylanıp yürürlüğe girerse Türkiye’de nükleer santrallar devreye girecek. Nükleer santrallerimiz olunca nükleer atıklarımız olacak. Çünkü ömrünü 40-50 yıl olan bir nükleer santral, bu süre boyunca toplam bin ton nükleer atık üretiyor ve sonra kendisi de bir nükleer atık haline geliyor. Bugün nükleer santralı olan her ülkenin nükleer atıklarla başı dertte. Çünkü bu atıklar yok edilemiyor. Zararsız hale gelmeleri için ONBİNLERCE yıl çok korunaklı ortamlarda saklanmaları gerekiyor. Nükleer santralın sağlayacağı enerjiyi biz 40-50 yıl kullanacağız ama bizim çocuklarımız, torunlarımız ve onların çocukları onbinlerce yıl nükleer santralın ürettiği nükleer atıkların yaratacağı radyasyon riskine maruz kalacak, çıkan maliyetleri yüklenecek, şu an öngöremediğimiz ama zamanla çıkacak diğer sorunlarla uğraşmak zorunda kalacaklar. Çocuklarımıza, torunlarımıza ve onların çocuklarına bırakacağımız miras radyoaktivite, hastalık, ölüm saçan nükleer atıklar olacak.
Çocuklardan izin aldiniz mi?
Türkiye’de nükleer yasayı çıkarmak isteyenlere sormak istiyorum:
Gelecek nesillerin de yaşayacağı bu ülkeyi, kullanacağı toprağı, suyu ve havayı radyoaktivite ile kirletmek için onlardan izin aldınız mı?
Radyoaktif atıkları onbinlerce yıl güvenli saklama sorumluluğunu çocuklarımıza, torunlarımıza ve onların çocuklarına bırakıyoruz. Bu sorumluluğu almak istiyorlar mı? Onlara sordunuz mu?
Yürüyüşün Evreleri
Karar
Bu düşüncelerle, 3 Ekim 2006 tarihinde Timur Daniş’in Ankara’da TBMM önünde başlattığı, daha sonra İstanbul’da devam ettirdiği; Antalya’lı Hediye Gündüz’ün Ankara’da başlayıp, Antalya’da devam ettiği; Mehmet Emrah Bilgiç’in Sinop’ta süren; Bahriye Şengün’ün İstanbul’da yaptığı gibi bende kendi “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyüş”ümü başlatmaya karar verdim. Amacım yaşadığım şehirdeki insanların dikkatini nükleer yasa üzerine çekmek, “nükleer yasaya karşı” farkındalık yaratmak.
Ferdi, barışçıl, insanlara ve doğaya karşı olan bu yasaya karşı insanca ve doğal bir eylem yaparak. Yürüyerek…
Basın Açıklaması
“Bir basın açıklaması yapmalısın” dedi Timur Daniş. Nasıl yapılır bilmiyorum. “Yürüyüş nedenini açıklayan kısa bir metin hazırlarsın, yürüyüş başlangıç yer ve saatini bildirirsin, basının e-posta adreslerine gönderirsin” diyerek yol gösterdi. İlk yürüyüşümü Timur’un başlattığı Nükleere Karşı Cumartesi Yürüyüşleri ile çakıştırmaya karar verdim. Hem destek almak hem de destek vermek için. İlan edilen yerde ve saatte çocuklarımız ile basın mensuplarını bekledik. Geldiler. Basın açıklamamı okudum. İlk yürüyüş Beyoğlu Galatasaray Meydanı’ndan başlayıp Şişli’deki Ekolojik Pazar’da sonlanacak. Çocuklarla birlikte yürüyüşümüzü başlattık. Hem benim hem kızım için bu bir ilk. Yürürken vereceğim mesajı ve nasıl vereceğimi bilmiyorum. Basitçe elimizde bir rüzgar gülü ile yürüdük. Beyoğlu protesto gösterilerine öylesine alışkın ki yanımızdan geçen insanların bir kısmı bizi fark ediyor ama çoğunluğu geçip gidiyor. Yürürken sohbet ettiğimiz, çocuklarla ilgilendiğimiz için bize yönelen bakışların pek farkına varmıyoruz, gerginliğimiz azalıyor, rahatlıyoruz. Ekolojik Pazar’da alkışlarla karşılanıyoruz. Beklemediğimiz bu tepki kızımla beni mutlu ediyor.
Hazırlık
Yürümek basit bir eylem gibi görünse de düzenli, sürekli olarak yapıldığında ciddi bir ön hazırlık gerektiriyor. İlk olarak rota belirleyip, yürüyüş saatlerimi kararlaştırıyorum. Niyetim meydan ve sokakların en kalabalık olduğu saatlerde yürümek. Yürürken karşılaşacağım insanların dikkatini “Nukleer Yasa”ya çekecek bir mesaj taşımalıyım. Mesajım eylemimi, yapış nedenimi anlatmalı, kısa ve anlaşılır olmalı. Ayrıca rahat taşınabilmeli. “Nükleer Yasaya KARŞI yürüyorum. Nükleer Yasa Meclis’te” yazan bir karton hazırlıyorum. Uzun süreli yürüyüşlerde uygun ayakkabı ve giysi giymek önemli. Yanınıza yürürken size enerji verecek yiyecekler ve su almanız yararlı olabilir.
İlk yürüyüş
İlk ferdi yürüyüşümü Kadıköy meydanında başlatmaya karar veriyorum. Yürüyüşüm Caddebostan Kültür Merkezi’nde noktalanacak. Kadıköy meydana gelip kalabalığı görünce bir an tereddüt ediyorum. Kartonumu elimde tutarak yürümeye başlıyorum. Kalabalığın içinde birden fark edilmek beni rahatsız ediyor. Gözlüklerimin arkasına saklanıyorum. Fark edenlerin tepkileri çok ilginç. Önce beni kalabalık içinde algılıyorlar. Bir bütün olarak farklı olduğumu anlıyorlar. Sonra gözler elimdeki kartona kayıyor. Ardından bakışları yüzüme çevriliyor. Benim normal ve aklıbaşında olup olmadığımı anlamaya çalışıyorlar. Yüzümdeki ifadeden normal olduğumu anlayıp yeniden kartona bakıp, dikkatle okuyorlar. Gözler elimdeki kartonla yüzüm arasında üç dört defa gidip geliyor. Mesajı kavrayanların yüzlerinde iki ifadeden biri oluyor. Ya “bizde karşıyız ve sizi destekliyoruz” diyen destek veren olumlu bir ifade. Ya da “böyle bir şey mi var?” diyen soru dolu şaşkın bir ifade. Bazılarının gözlerinde takdir bakışları da yakalıyorum. Bakışların altında yürümek ağır ve zor geliyor. Kadıköy’den ilerleyip Fenerbahçe stadının arkasından Bağdat caddesine çıkıyorum. Görünür olmak için trafiğe karşı yürüyorum. Bazı sürücülerin arabalarından elimdeki mesajı okumaya çalıştıklarını görüyorum. Beni durduran, soru soran olmuyor. Sakıncası yok. Mesajımın pek çok insan tarafından okunması ve bazı düşünceleri harekete geçirmesi şimdilik yeterli.
Gelişmeler
Yürüyüşümden haberdar olanlardan önce destek, tebrik iletileri geliyor sonra arkadaşlarım benimle yürümek istediklerini söylüyorlar. Ne mutlu! Hemen programlar yapılıyor. İlk önce Dilek Ekşi ile Kadıköy İskele’de buluşuyoruz. Bu eylem Dilek içinde ilk ve biraz tedirgin. Çantamdan kartonumu çıkarıyorum. Haydarpaşa, Harem güzergahından Üsküdar İskele’ye kadar yürüyoruz. Dilek “inanmak ve kararlı olmak kadar eylemci olmak da gerekiyor” diyor ve bu eylemi yapan herkesi tebrik ediyor. Çünkü sokağa çıkıp görünür olmanın başka tür bir enerji gerektirdiğine inanıyor. Cesaret belki? Bana ilerleyen günlerde de eşlik etmek istediğini söylüyor. İkinci yürüyüşümde üç arkadaşımla beraberim. Fenerbahçe parkında buluşup Kadıköy’e yürüyeceğiz. Hava çok soğuk, park neredeyse ıssız. Yürüyüş için yanlış bir saat seçmişim. Parkta fotoğrafımızı çeken Canan Oğuz nükleer santrallere ailecek karşı olduklarını söylüyor. Yürüyüşümü desteklediğini belirtip bana moral ve güç veriyor. Yanımdaki dostlarım Arsun Önol, Filiz Bozkurt ve Nurgün Gerçin’le beraber “Nükleer santrallerde güvenlik 100% sağlanabilir mi?”yi tartışıyoruz. Vardığımız nokta; insanın olduğu heryerde hata olabileceği ve nükleer santrallerin hatayı kaldıramayacak kadar riskli oldukları. Cem Tüzün bir sonraki gün bana eşlik ediyor. Cem kendi mesajını beraberinde getirmiş. “Nükleer Yasadan haberdar mısınız? Nükleer Santraller konusundaki soru ve düşüncelerinizi benimle paylaşır mısınız?” Planımız Kadıköy İskele’den Moda’ya oradan Bahariye’ye geçip Kadıköy’e geri dönmek. Cem yürüyüşün pasif kaldığını düşünüyor. Daha etkin olmak için yürürken insanlarla dialoga geçmek taraftarı. Ben biraz çekimserim. Sahilde 4 genç kız görüp “Hadi gidip şunlara soralım. Bakalım nükleer santrallerden haberdarlar mı?” diyor. Kısa bir sohbet sonrasında yürüyüş nedenimizi açıklıyoruz ve “Nükleer Yasadan haberdar mısınız? Nükleer santraller konusunda ne düşünüyorsunuz?” diye soruyoruz. Yasadan haberdar değiller. Ama nükleer santrallerin çevreye büyük zarar verdiğini, alternatif temiz enerji kaynakları olduğunu ve bunların değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Konu hakkında bilgi ve üstelik fikir sahibiler. Mutlu oluyoruz. Yürürken taşıdığım kartonla tek yönlü mesaj verirken insanlarla konuşmak ve birebir iletişime geçme fikri cazip geliyor.
Nereye?
Yürüyüş eylemim birinci haftasını doldurdu. Edindiğim izlenim elimde taşıdığım mesaja kadınların erkeklerden, gençlerin diğer yaş grubu insanlardan daha ilgili olduğu, daha çok tepki verdiği.
Yürüyüşümün önceden belirlenmiş bir varış noktası yok. Ben sadece “Nükleer Yasaya KARŞI Yürüyorum”. “Nereye kadar?” diye soranlara cevabım ise “Sonuna kadar.”
Labels:
istanbul,
nuclear,
nuclear power,
turkey
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 02 Subat 2007
Arkadasim Tugba ile uzun bir parkur diye konustuk ama benim keyifsizligim ve Tugba'nin hasta olan kedilerini uzun sure yanliz birakamayacak olmasindan dolayi bildik ve kisa bir parkura karar veriyoruz. Besiktas-Ortakoy- Besiktas. Hava soguk oldugundan ve okullar tatil oldugundan yollar sakin. Yine de elimdeki mesaji gorenler bir irkilip sonra mesaji okuyup anlamaya calisiyorlar. Yoldan gecen arabalarin soforleri mesaji farkedip yavasliyorlar ve mesaji okumaya ugrasiyorlar. Bir kaza riski yaratiyor muyum? Belki.
Ortakoy'un simgesi zarif Ortakoy Camii'nden Cuma namazini kilip cikanlar merakla mesaji okuyorlar ve kendi kendilerine tekrarliyorlar. Caminin arkasinda lise ogrencisi Ebru'dan fotografimizi cekmesini rica ediyoruz. Bizi kirmiyor. Fotograf cekmeye merakli 3-4 poz cekiyor. Ebru ne nukleerden, ne nukleer santrallardan, ne de nukleer yasadan habersiz. Su an sadece okulu tatil oldugu ve bir erkek arkadasi oldugu icin mutlu. Elimdeki mesajin anlamini ve neden tasidigimi kisaca anlatmaya calisiyorum ama ne kadarini dinledi pek emin olamiyorum. Yine de O'nun icin farkli olan bu eylem tarzi ile hafizasina "Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum. Nukleer Oldurur" mesajini kazidigimi dusunuyorum.
Tugba ile dukkanlari gezerken aksesuar satan bir magazaya giriyoruz. Piril piril gulumsemesi, guzel yuzlu iki tezgahtar bayan bizi karsiliyorlar. Serap nukleer santraller ve nukleer yasadan habersiz ama kisaca anlattiklarimdan etkileniyor. Blogumun adresini veriyorum. Internetten girip bakacagini soyluyor. "Yurumeye devam edin" diyerek bizi yureklendiriyor.
Donus yolunda Tugba'ya okumakta oldugum Svetlana Aleksiyevic' in "Cernobil'den Sesler. Bir Nukleer Felaketin Sozlu Tarihi" baslikli kitabindan beni etkileyen bolumleri anlatiyorum. Yangini sonduren itfaiyecilere radyasyon tehlikesinden hic bahsedilmedigini, bir kisminin olay yerinde bir kisminin daha sonra goturuldukleri hastanelerde bir iki hafta icinde radyasyon nedeniyle "eriyerek" olduklerini, kadinlarin cocuklarinin sakat veya oldu dogdugunu, askerlerin ormandaki kuslari, kurtlari, bocekleri oldurmeye calismalarini, radyasyonlu ineklerin kacirilip ulkenin baska yerinde kesilip radyasyonlu etlerinin insanlara satildigini. ..
Motorla Uskudar'a gecip yuruyusumuz noktaliyoruz.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Ayşen Eren
Tugba ile dukkanlari gezerken aksesuar satan bir magazaya giriyoruz. Piril piril gulumsemesi, guzel yuzlu iki tezgahtar bayan bizi karsiliyorlar. Serap nukleer santraller ve nukleer yasadan habersiz ama kisaca anlattiklarimdan etkileniyor. Blogumun adresini veriyorum. Internetten girip bakacagini soyluyor. "Yurumeye devam edin" diyerek bizi yureklendiriyor.
Donus yolunda Tugba'ya okumakta oldugum Svetlana Aleksiyevic' in "Cernobil'den Sesler. Bir Nukleer Felaketin Sozlu Tarihi" baslikli kitabindan beni etkileyen bolumleri anlatiyorum. Yangini sonduren itfaiyecilere radyasyon tehlikesinden hic bahsedilmedigini, bir kisminin olay yerinde bir kisminin daha sonra goturuldukleri hastanelerde bir iki hafta icinde radyasyon nedeniyle "eriyerek" olduklerini, kadinlarin cocuklarinin sakat veya oldu dogdugunu, askerlerin ormandaki kuslari, kurtlari, bocekleri oldurmeye calismalarini, radyasyonlu ineklerin kacirilip ulkenin baska yerinde kesilip radyasyonlu etlerinin insanlara satildigini. ..
Motorla Uskudar'a gecip yuruyusumuz noktaliyoruz.
Nukleer Yasaya KARSI Yuruyusum Devam Edecek...
Selamlar,
Ayşen Eren
Labels:
istanbul,
nuclear,
nuclear power,
turkey
Subscribe to:
Posts (Atom)