Friday, January 12, 2007

Nukleer Yasaya KARSI Yuruyorum - 23 Aralik 2006

23 Aralik 2006

Bulutlu ve soguk bir hava. Saniyorum Istanbul'a kar geliyor. Bugun uzun zamandir benimle "Nukleer Yasaya KARSI Yurumek" isteyen bir arkadasimla olacagim. Bahar Ortaatilla. Evinden aliyorum rotamizi minibus caddesi olarak belirliyoruz. Yuruyebildigimiz noktaya kadar gidip geri donecegiz. Trafige karsi. Bir taraftan yururken bir taraftan yasadiklarimi Bahar'la paylasiyorum. Esi ile birlikte Turkiye'de nukleer santral yapilmasina karsilar. Meclisten son zamanlarda hizla gecen yasalardan, bu yasalardan halkin dogru durust haberi olmamasindan ve bunlarin sonuclarini onumuzdeki 10-20-30 yil icerisinde belki daha yakin bir zaman icinde gormeye baslayacagimizdan bahsediyoruz. Yol ustunde Ahmet Taner Kislali'nin heykelini goruyoruz. Onunde cicek saticisi var. Orada hatira fotograf cekinmeye karar veriyoruz. Yoldan gecen genc bir bayandan rica ediyoruz. Ismi Lubeyda Caglar. Nukleer yasadan haberdar degil. Nukleer santral kurulmasina karsi ama "verimsiz topraklarda kurulsa olmaz mi?" diye soruyor. Ben nerede kurulursa kurulsun "nukleer kaza ve sizinti tehlikesi var ve bu goz ardi edilemeyecek bir risk" deyip daha bugun gazetelere yansiyan Japonya'daki nukleer santral kazasini soyleyince kendi sorusunun cevabini kendisi veriyor; "Dogru. Cernobil'in sonuclarini yeni yeni goruyoruz. Karadeniz bolgesinde kanser oranlari cok artti. O kadar cay iciyoruz, tum Turkiye'de kanser oranlari artti ve artacak." diyor. El sikisip ayriliyoruz. Bahar ile yuruyerek Goztepe'den Ayse Kadin'a gidiyor, sonra geri donuyoruz. Hava soguk ama dost sohbeti insani sicak tutuyor.

Nukleer Yasaya Karsi Yuruyusum Devam Edecek....

Selamlar,
Ayşen Eren